Hayalet Ağrı
1551 yılında, Ambroise Pare adlı bir askeri cerrah, “… hastaların uzuvları kesildikten (amputasyon) çok uzun zaman sonra, hâlâ, bu cerrahi ile yitirdikleri yapılarında ağrı duyumsadıklarından ısrarla yakınmaktalar ki, bunu yaşamamış kişiler bunu hayretle karşılamakta ve inanılmaz bulmaktadır” diye kaydetmiştir. Belki de bu kayıt, hayalet ağrının en eski ve ilk betimlemesidir. Hayalet ağrı, cerrahi müdahaleyle kesilmiş ya da kazara kopmuş bir uzvun hala varmış gibi ağrımasıdır.Amputasyon geçirenlerin %50-80’i, yitirilmiş bölümlere ait bu hayalet duyumları genellikle ağrı biçiminde deneyimlemektedir. Hayalet duyumlar, vücudun uç bölgeleri dışındaki beden bölümlerinin, örneğin meme, diş (hayalet diş ağrısı), göz yuvalarının (hayalet göz sendromu) çıkarılması sonucu da ortaya çıkabiliyor.
Hayalet ağrının kökenini açıklamak üzere sayısız teori geliştirilmiştir. Günümüzdeki en geçerli teori, duyusal girdilerden yoksun kalındığında, beynin yeniden düzenlendiğine (sinaptik yeniden örgütlenme ve topografik temsil alanlarında farklılaşmalar) ilişkin verilere dayandırılmaktadır. Talamusun ventral posterior çekirdeği bu dönüşüme bir örnektir. Bacağı kesilmiş hastalarda, tek nöron kayıtları, daha önce bacak ve ayaktan duyusal girdiler almakta olan talamus bölgesinin artık kalça ve üst bacağın uyarılmasına yanıt verdiğini göstermiştir. Başka araştırmacılar, beden duyu korteksindeki yeni topografiyi ortaya koymuştur. Örneğin, bazı kolu kesilmiş kişilerde, yüzün farklı bölümlerinin ovulması, yitirilmiş uzantının ellendiği duyumuna neden olmaktadır.
Tedavi nasıl oluyor?
Ampütasyon cerrahisi sırasında uygulanan epidural anestezinin, girişime bağlı akut ağrıyı önlediği ve böylece, hemen ameliyat sonrasındaki opiyat tedavisi gereksinimini azalttığını gösteren gözlem ve kanıtlar bulunmaktadır. Bu tür anestezinin, ayrıca, hayalet ağrı olgularını da azalttığı bildirilmiştir. Omuriliğin elektrik akımı ile uyarılmasının hayalet ağrıyı gidermede etkili olduğu ortaya konmuştur. Omurilik yolakların yakınına yerleştirilen elektrotlardan geçirilen akım, beyne doğru çıkmakta olan iletilerle çelişmekte (kapı kontrol teorisi), onların etkisini baskılamakta ve hayalet uzantı ağrısını hafifletmektedir. Bu hastalar ağrı yerine, hayalet gıdıklanma duyumunu almaktadır.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
Kaynak
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3198614/