Adenozin

Adenozin

Adenozin vücudun tüm hücrelerinde bulunan temel enerji deposu adenozin trifosfatı (ATP) ve DNA’nın yapısını oluşturan pürin bazdır. ATP’nin etkinleşmemiş hali olan ADP ve hücre içinde ikincil haberci molekül cAMP’nin yapısında da bulunur. Hücre içi metabolik olaylarda doğrudan çok büyük etkisi vardır.

Hücresel faaliyette 2 ADP molekülünden ATP’nin oluşması sırasında bir adenozin molekülü serbest hale geldikten sonra hücre dışına çıkarılır. Nöronlarda da görülen bu adenozinin hüre dışına taşınması çok fazla olursa patolojik bir vakaya neden olabilir. Hücre zarları üstünde farklı reseptörler üzerinde etkinliğe sahiptir. A1 ve A3 reseptörlerine bağlandığında inhibitör etki gösterirken, A2a ve A2b reseptörlerine bağlandığında aktifleştirici etki gösterir. Kalp hücrelerinde kalp atışını düzenleyen pacemaker hücrelerindeki A1 reseptörlerine bağlanarak kalp atışlarını yavaşlatabilir. Özellikle iskemi ve hipoksi yaşayan hastalarda bu durum koruyucu bir etki gösterir.

Beyinde uyanıklık süresi uzadıkça adenozin moleküllerinin hücre dışındaki konsantrasyonları artmaya başlar. Bir zaman sonra da bu yoğunluk uykumuzun gelmesine, kendimizi yorgun hissetmemize neden olur. Kafein A1 adenozin reseptörlerini engelleyebilen çok iyi bir moleküldür. Akşam 9-10 sularında bir bardak kahve içmek bu reseptörleri engelleyeceğinden adenozinlerin, kendi reseptörlerine bağlanmasına engel olarak uykumuzu kaçıracaktır.

Hazırlayan: Çağlayan Taybaş


Çağlayan Taybaş

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Şu an klinik araştırma sektöründe çalışıyorum. Bilimsel araştırmaların yanında başlıca hobilerim satranç, bisiklet sürmek, pilates ve latin dansları oldu. Mezun olduktan sonra askere gitmeden önce sinirbilim.org'u kurdum. Şu an iş ve özel hayatım çok yoğun olduğu için eskisi gibi yazamıyorum. Bana herhangi bir soru sormak isteyen varsa c.taybas@gmail.com'a mail atabilirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir