Ayrık Beyin
Ayrık beyin, beynin iki yarım küresi arasında bulunan korpus kallozumun kesilmesiyle meydana gelen nöropsikolojik bir bozukluktur. Bu bozukluğu detaylandırmadan önce, korpus kallozumu kısaca tanıyalım.
Kelime anlamı çetin gövde (firm body) olan korpus kallozum, belirtildiği üzere iki beyin yarım küresi arasında bir köprüdür. Temel olarak, beynin iki yarım küresi arasında bilgi akışını sağlar. Bunu da, içerisindeki 250 milyon kadar akson bulunduran geniş demet ağı sayesinde yapar.
Korpus kallozumun akson demetlerini kaplayan miyelin kılıfı aksiyon potansiyel iletimini önemli ölçüde hızlandırır. Bu hız, epilepsi hastaları için daha çok bir tehlikedir. Nöron ateşlemeleri gereksiz artış gösterince, epilepsi nöbetleri tetiklenir ve hasta kriz durumuna girer. Bazı hastalar için durum öylesine şiddetlenir ki hasta, gün içinde defalarca kriz geçirebilir. Doktorlar bu dayanılmaz duruma, korpus kallozumu keserek son vermeyi uygun görürler. Bu işleme korpus kallozoktomi denir. Gerçekten de, hastaların krizleri yok denecek düzeye iner ve iyileşme sağlanır.
Peki Köprüsü Yıkılmış Bu Ayrık Beyin, Uslu Durmaya Devam Edecek midir?
Korpus kallozoktomi ile sonuçlanan ayrık beyin operasyonlarından sonra beynin yarım küreleri arasında, eskisi gibi bir bilgi akışı olmamaya başlar. Bu kesinti, bireyin davranışlarını etkilemesiyle bilinen bir olguya yol açar: Ayrık beyin sendromu.
Bu hastalarda, sağ yarım küre, sol yarım küreden daha farklı ve bağımsız hareket eder. Sağ yarım küre, sol el ve ayak kontrolünden sorumluyken; sol yarım küre, daha çok bireyin akılcı davranışlarından sorumludur. Birbirlerinden bağımsız hareket eden bu yarım küreler, ayrık bir kişilik oluşturur. Sol yarım küre, mantıksal amaçlara göre komut verirken, karşıda duran sağ yarım küre ise aksine dürtüsel arzulara ilişkin komutlar vermekle meşguldür. Bu çatışma, bireyde ikili davranışlar ortaya çıkarır. Örneğin, kişinin sağ eli dolaptan bir kıyafet seçerken sol eli ise kıyafeti dolaba geri asabilir. Bu duruma yabancı el sendromu adı verilir. Bu sendrom, ayrık beyin olgusunun sonuçlarından biridir ve çoğu hastada gözlenir.
Bir El Giyinirken Diğeri Soyunabilir
Her bir yarım kürenin kendine ait algısı ve dürtüsü vardır. Bu da bireyde çeşitli ikilemler yaratır. Hasta, giyinirken diğer eliyle kendini soyabilir. Başka bir durumda, hasta sol eliyle şiddet uygularken, sağ eli karşıdakini bu şiddetten koruyan bir kalkan halini alabilir. Bu çeşit yükselme durumları nadir olsa da, hastalıkta temel bir nokta vardır: Bir çatışma olduğunda genel olarak diğer yarım küre bastırıcı komutlar verir.
Bir başka ilginç örnek ünlü nöropskilog Prof. Dr. Vilayanur S. Ramachandran’dan geliyor. Hastalara evet, hayır, bilmiyorum seçeneklerinden oluşan bir dizi sorular yönlendiriliyor. Sorulardan biri, Tanrı’ya inanıyor musun, şeklinde. Bu soruya sağ yarım küre maruz kaldığında (sorular, sağ ve sol yarım küreleri ayrı ayrı uyaracak şekilde sunuluyor), cevap evet inanıyorum oluyor. Ancak aynı soru, sol yarım küreye sorulunca yanıt, hayır inanmıyorum şeklinde oluyor. Ramachandran esprili bir şekilde ekliyor: Bu adam ölünce cennete mi gidecek, cehenneme mi.
Çalışmalar hâlâ devam ediyor ve çok önemli keşifler yapılıyor
Görülüyor ki, ayrık beyin ilk çalışıldığından bu yana geçen neredeyse 70 yıl sonunda, hala şaşırtıcı ve ilgi uyandıran bir konu olmaya devam ediyor.
Bu bozuklukla ilk ciddi çalışmaları yapan Dr. Roger Sperry ve meslektaşı Michael Gazzaniga olmuştur. 1950’lerde başlayan çalışmaları, Sperry’e 1981 Nobel Fizyoloji & Tıp Ödülü kazandırmıştır. Ödül, serebral yarım kürelerin işlevsel yerleşkeleri hakkındaki keşiflerinden ötürü verilmiştir.
Sperry ve Gazzaniga’nın yaptığı deneyler göstermiştir ki, bu hastalara sağ yarı alandan görsel sunulduğunda ne gördüklerini söyleyebilirler. Sol taraftan gösterildiğinde ise isimlendirip ne olduğunu söyleyemezler. Ancak, önüne bir dizi nesne konup sol eliyle seçmesi istendiğindeyse, doğru olanı seçip gösterirler. Bu her defasında aynı şekilde gözlenir. Bu bulgular araştırmacıları, dil ile ilişkili alanın sol yarım kürede yerleşmiş olduğu sonucuna götürdü ve gerçekten de yıllar sonra dil ile ilişkilendirilen Wernicke ve Broca alanlarının sol yarım kürede yerleşmiş olduğu görüldü.
Deneyin sonuçları genişletildiğinde, Sperry ve Gazzaniga her iki yarım kürenin de kendine özgü işlevleri olduğunu gösterdiler. Sol yarım kürenin; yazmada, konuşmada, matematiksel hesaplamalarda, okumada daha iyiyken ayrıca dil için de birincil bölge olduğunu gösterdiler. Sağ yarım kürenin ise; problem çözmede, yüz tanımada, sembolikleştirmelerde, sanatta ve uzaysal bağıntılarda baskın görev aldığını çıkarsadılar.
Günümüzdeki sağ beyinli veya sol beyinli gibi popüler yakıştırmaların kökeninin bu deneylere dayandığı düşünülüyor.
Siz de Sperry’nin bu deneylerinde bir araştırmacı gibi görev almak istiyorsanız https://www.nobelprize.org/educational/medicine/split-brain/splitbrainexp.html bağlantısındaki gerçeğe yakın oyunu oynayabilirsiniz.
Detaylı klinik bilgi için, ayrık beyin sendromunun tarihteki ünlü vakalarına göz atabilirsiniz: Patient W.S.,Patient VP, Patient JW ve Kim Peek.
Hazırlayan: Sultan Kaya
Kaynaklar
- https://en.wikipedia.org/wiki/Split-brain
- http://knowingneurons.com/2014/07/23/the-split-brain-making-two-hemispheres-whole/
- http://www.dictionary.com/browse/corpus-callosum
- https://www.nobelprize.org/educational/medicine/split-brain/splitbrainexp.html
- https://www.psychologytoday.com/blog/the-superhuman-mind/201211/split-brains
- https://www.youtube.com/watch?v=PFJPtVRlI64