Cinsel İstismar Beyni Nasıl Etkiliyor?
Stres Nedir ve Gerekli midir?
Stres, Walter Cannon’ın tanımına göre itici veya tehdit içeren durumların algılanmasına vücudun verdiği fizyolojik bir tepkidir. Karşılaştığımız stres durumlarındaki istenmeyen uyaran metabolizmaya zarar verebilmektedirler. Ağır stres yaratan durumlarda örneğin travma sonrası stres bozukluğunda metabolizma kısa veya uzun süreli stres yanıtları üretir. İnsan beyninde stres anında kortizol, adrenalin gibi glukokotikoid, kortikotropin salan hormon ve adrenokortikotropik hormonları devreye girer. Bu durum stres dengesi için kaçınılmazdır ve kısa süreli etkileri için gereklidir. Ancak uzun sureli etkileri olumsuzdur. Ayrıca bu hormonların vücuttan alınması da istenmeyen bir durumdur çünkü bu evrimsel olarak hayatta kalma becerimizi olumsuz yönde etkiler. Uzun süreli stresin ve sinir sisteminin uzun süreli stres hormonları salgılanmasının insan ve hayvanların sağlıkları üzerinde olumsuz etkilere yol açtığı çalışmalar bulunmaktadır. İnsanlar üzerindeki etkilerine bakılırsa; ülser, diyabet, büyümenin engellenmesi, bağışıklık sistemi etkileri, bilişsel sorunlar, dikkat dağınıklığı, anksiyete, uykusuzluk, depresyon, sanrılar, hezeyanlar gibi sorunlar gözlemlenebilmektedir.
Cinsel İstismar, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Beyin?
DSM-IV’e gore kişinin yaşadığı strese neden olan travmatik olaylar saldırı, tecavüz veya savaş deneyimleri gibi diğer kişilerden gelen şiddet veya tehlike içeriyorsa kişide travma sonrası stres bozukluğu gelişme olasılığını arttırır. Ayrıca travmatik olaya maruz kalan kişilerde uykuya dalma veya uykuda kalmada güçlük, sinirlilik, öfke patlamaları, odaklanma güçlüğü ile ani ses ve hareketlere abartılı tepkileri içerir.
Peki günümüzde ne yazık ki sıklıkla duyduğumuz istismar nedir? İstismar beyinde hangi bölgeleri etkiler? İstismar, unutulmak, geriye atmak ve bastırılmak istenen bir olgudur. Kişi bununla baş etmeye çalışırken beyin de bir taraftan durmaz çalışmaya devam eder. Schacter (1996) uzun süren stresin (savaş gazilerinde ya çocukluktaki istismar vakalarında) glukortikoidlerin yükselmesine neden olduğunu iddia eder. Beyin görüntüleme çalışmalarında da, hipokampal hacmin bu tür popülasyonlarda ciddi oranda azaldığı gözlenmektedir. Fakat kişi gerçekten hatırlasa da, bu onları hatırlamak istememe sebepleri doğrultusunda, kendi istekleri doğrultusunda hatırlamayabilirler.
Çok genel anlamda bakıldığında beynimiz dört ana bölümden oluşmaktadır: Beyin sapı diensefalon, limbik sistem ve korteks. Bilindiği üzere korteks en gelişmiş yapıdır ve bu yapıların her birinin ayrı ayrı işlevleri vardır. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk kitabında cinsel istismara uğramış bir kız çocuğundan bahsedilmektedir ve belirtilerinin beyin yapıları ile ilişkisine dikkat çekilmiştir. Örneğin, vakalarda sıklıkla görülen tepkilerden uyku ve dikkat sorunları beyin sapı ile hassas motor kontrolü ve koordinasyon diensefalon ve korteks, belirgin sosyal gecikmeler limbik sistem ve korteks, konuşma ve dil sorunları korteks ile açıklanmaktadır. Ayrıca travma sonrası stres bozukluğu yaşayan başka vakalarda da dissosiyasyon ve hiper uyarılma tepkilerine de yer verilmiştir.
İstismar gibi tüm travmatik olaylar beklenmedik bir durumdur. Günlük hayatımızdaki stres uyaranlarına karşı bir süre sonra tolerans geliştiririz. Ancak travmatik olaylardan kaçınmamız söz konusu olamamaktadır. Önceki yaşantılarımız, ailemiz, kişiliğimiz ve sosyal desteğimiz travmaya verdiğimiz tepkiler üzerinde etkili olabilmektedir. İstismar vakalarına yaklaşımda ise, kişinin olayı ne zaman ve ne kadar anlatmak istediğine saygı göstererek, yaş grubuna göre ona yardımcı teknikler sunabiliriz, drama ve resim çizme vs. göz teması, samimi ve sıcak bir dinleme ortamı kişiyi rahatlatabilmektedir.
Peki Cinsel İstismar Sonrası?
Cinsel istismar kişinin bedenine değil aslında beynine, yani ruhuna yaşatılan bir travma olarak düşünülebilir. Kişi kendi bedeninin içerisinde ve seçtiği güvenli alanda yaşarken beklenmedik bir durum ile kişinin hayatındaki süreklilikler bozulur. Artık o eski o değil. O beden eski beden değil ve o zihin yani o beyin eski beyin değil. Kendisinin oluşturduğu tüm yapılanmayı tersine çeviren bir travmadır. Örneğin, karınca yuvasının bozulması, arı kovanının parçalanması. İnsan tüm vücudunda ve ruhunda her bir hücrenin dağıldığını tekrar aynı şekilde toparlanamayacağını düşünür. Beyin bu yeni durumu anlamlandırmak ve kendini tedavi edebilmek için hızla çalışır ancak her bireyin çevresel ve sosyal desteği getirmiş olduğu kişilik yapılanması farklı olduğu için parçalar aynı yöntemle aynı şekilde yerine yapıştırılamaz.
Travma…
Tedavi edilebilir ama yaşanılanlar asla unutulamaz.
Çünkü beyin kaydeder ve unutmaz.
Hazırlayan: Gülin Şentürk
Kaynaklar
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1670392/ https://www.bridgestorecovery.com/blog/childhood-trauma-and-the-brain-how-therapy-can-restore-psychological-health-after-sexual-abuse/