Dirençli Epilepsi Tedavisinde Vagal Sinir Uyarımı

Dirençli Epilepsi Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Epilepsi tarih boyunca insanların hayatlarında olan bir hastalıktır ve tarih boyunca gerek dini gerekse geleneksel tıbbi olmayan yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılmıştır. İlerleyen zamanlarda başta Hipokrat olmak üzere daha sonraları Galen epilepsi hastalığının ilahi bir ceza olmadığını beyinle ilişkili bir bozukluk olduğunu belirtmişlerdir ve ancak bilimsel tedavi yöntemleriyle iyileştirilebileceğinin üzerinde durmuşlardır.

Günümüzde gelişen bilim ve teknoloji sayesinde epilepsi tedavisinde de olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Yeni nesil antiepileptik ilaçların keşfi, ketojenik diyet ve vagal sinir uyarımı bu gelişmelere dahil edilebilir. Epilepsi tedavisi öncelikli olarak çeşitli antiepileptik ilaçlarla yapılmaktadır, uzman hekimler hastanın sahip olduğu nöbet türüne, yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak minimum düzeyde yan etki oluşturabilecek uygun ilaçlarla epileptik nöbetleri önlenmeye çalışırlar.

Dirençli Epilepsi ve Tedavi Yaklaşımları

Nöbetler öncelikle bir çeşit antiepileptik ilaçla tedavi edilmeye çalışılır, nöbetler önlenemezse birbiriyle uyumlu olacak şekilde birden fazla ilaç kombinasyonu ile tedavi önerilir. İlaçlarla tedavi sağlanmadığı zamanlarda cerrahi yöntemlerle yüksek oranlarda nöbetsizlik sağlanabilmektedir ancak öyle epilepsi türleri var ki tüm bu müdahalelere rağmen hastada nöbetsizlik durumu sağlanamamakta ve hastada sudep riski artmaktadır. Bu tür tedaviye dirençli epilepsi hastalarına, alternatif bir tedavi yöntemi olan vagal sinir uyarımı ile çözüm bulunabilmektedir.

Epilepsi birçok nedene bağlı gelişebilen beyinde bir gurup nöronun senkronize elektriksel boşalımlarına bağlı, tekrarlayan epileptik nöbetlerle karakterize yaygın kronik bir hastalıktır. Uygun şeçilmiş en az iki antiepileptik ilaç kullanılmasına rağmen ortalama ayda bir veya daha fazla nöbet geçirme en az üç ay boyunca nöbetsiz bir dönemin olmaması ilaca dirençli epilepsi olarak tanımlanmaktadır. Epilepsi hastalarının çoğunda tek antiepileptik ilaç ile nöbet kontrolü sağlansa da epilepsi hastalarının yaklaşık % 20-30’u ilaca direnç göstermektedir.

Vagus Siniri

Kranial sinirler, beyinden çıkar ve kafatası tabanındaki boşluklardan geçerek baş ve boyuna dağılan 12 çift sinirdir. Vagus siniri 10. Kranial sinirdir ve sinirlerin en uzunu aynı zamanda en geniş yayılıma sahip olanıdır. İç organlara motor, duyu ve parasempatik lifler taşıyan geniş etki alanlarına sahip bir sinirdir. Kafatasından çıktıktan sonra dil kökü, yutak, gırtlak, yemek borusu, göğüs boşluğunda kalp, akciğerler, bronşlar ve soluk borusuna, karın boşluğu içinde karaciğer, safra kesesi, yemek borusu, böbrekler, mide, bağırsak ve pankreasa dallar verir. Olası bir vagus siniri hasarı sonucunda, hasarın olduğu bölgeye ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü, kalp ritminde düzensizleşme, solunum yolunu kontrol eden kasların felci sonucu ölüm görülebilir.

Vagal Sinir Uyarımı

Vagal sinir uyarımı epilepsi cerrahisi için uygun olmayan veya epilepsi cerrahisi uygulanmış ancak başarısızlıkla sonuçlanmış olan ilaca dirençli epilepsili hastalarda özel bir tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır, bu yöntem boyun bölgesine implante bir jeneratör ve sarmal elektrodların sol vagus sinirini devamlı veya aralıklı olarak uyarması temeline dayanır.

Vagal sinir uyarımı yöntemi 30 yıldır dirençli epilepsi tedavisinde kullanılmaktadır ve hastaların yaklaşık %50’sinde nöbet sayısı ve süresinde belirgin azalmalar görülmektedir. Vagus sinir uyartılarının nöbet sıklığını nasıl azalttığı sorusu henüz tam olarak yanıt bulamamıştır, vagal sinir uyarımının inhibitör nörotransmitterler olan GABA ve glisin oranlarını artırarak ve eksitatör nörotransmitterleri azaltarak antiepileptik etki yaptığı düşünülmektedir.

Vagal Sinir Uyarımının Olası Yan Etkileri

Vagal sinir uyarım cihazı implantasyonu düşük riskler taşıyan bir ameliyat ile gerçekleştirilmektedir ve 12 yaşından büyük, dirençli epilepsisi olan hastalara uygulanmaktadır. Her tedavi yönteminde olduğu gibi bu operasyon sonucunda da bazı yan etkiler gözlenebilmektedir VSS’ye bağlı en sık gözlenen yan etki ses kısıklığı ve ses değişikliğidir. Bunun yanı sıra implantasyon alanında enfeksiyon, öksürük, boğazda ve dilde ağrı hissi, yorgunluk, uykusuzluk, bulantı ve baş ağrısı görülebilir.

Sonuç Olarak;

Dirençli epilepsi yaşam kalitesinde kritik etkiler barındırır. Depresyon, davranışsal bozukluklar, iş hayatının kısıtlılığı, okul yaşamında olumsuzlukların yanı sıra sık sık tekrarlayan nöbetler ani ölüm riskini de beraberinde getirebilmektedir. Vagal sinir uyarımı dirençli epilepsi hastaları için olumlu etkileri olan alternatif bir yöntemdir, bu sayede çoklu antiepileptik ilaçların yan etkilerine maruz kalmadan nöbetler kontrol altına alınabilmekte ve hasta, genel yaşamında daha az nöbet riski nedeniyle daha özgüvenli davranabilmektedir.

Hazırlayan: Hüsniye Özalp

Kaynaklar
  1. Çat F, Okan MS. Dirençli Epilepsili Hastalarda İlk Nöbet Tipi ve Nöbet Çeşitliliğinin Değerlendirilmesi. Dirençli Epilepsi. JAREM 2019; 9(Supplement 1): S29-34.
  2. Çolpan E, Üçkardeşler L, Serdaroğlu A, Bademci G, Epilepsi Tedavisinde Vagal Sinir Stimülasyonu: ilk Tecrübelerin Degerlendirilmesi. Türk Noroşirürji Dergisi 11: 87 – 93, 2001.
  3. Gökçe EN, Cengiz ZP, Erbaş O. Uzun ömrün sırrı: Vagus siniri. FNG & Bilim Tıp Dergisi 2018;4(3):154-165.
  4. Erdal A, Genç F, Türk CÇ, Kutlu G, Gömçeli Y. Erişkin Hastalarda Vagal Sinir Stimülasyonunun Etkisi: Genç Bir Epilepsi Polikliniğinin Deneyimi. Epilepsi 2020;26(1):7-11.
  5. Oliveira T, Francisco A, Junior Z, Stebel S. The role of vagus nerve stimulation in refractory epilepsy. Arq Neuropsiquiatr 2017;75(9):657-666.
  6. Dan B. Vagal nerve stimulation beyond epilepsy. developmental medıcıne & chıld neurology, © 2018 Mac Keith Press.
  7. Ekmekçi H, Kaptan H. Vagal Nerve Stimulation has Robust Effects on Neuropsychiatric Assessment in Resistant Epilepsy: A Clinical Series with Clinical Experiences. Turk Neurosurg 29(2):213-221, 2019.

Hüsniye Özalp

Mersin üniversitesi biyoloji bölümü mezunuyum. Halen aynı üniversitede doktora eğitimine devam ediyorum. Hücre biyolojisi, sinirbilim ve epilepsi alanlarına ilgi duyuyorum. Bu konularda araştırmalar yaparak bilime katkı sağlamak amacını taşıyorum. Sinirbilim aracılığıyla öğrendiklerimi okuyuculara ulaştırmanın mutluluğunu her zaman yaşıyorum. İyi ki varsın Sinirbilim ailesi!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir