DNA Mutasyonları Nasıl Olur?

DNA Mutasyonları Nasıl Olur?

İstanbul trafiğini düşünün. Trafik ışıkları çalışırken sürücüler ışıklara göre hareket ederler ancak trafik ışıklarının arızalanması tüm trafiği berbat edebilir. Arızalı trafik ışıklarının doğuracağı sonuçları vücudumuzun gündelik operasyonlarını karmaşık hale getirecek bir DNA mutasyonuna benzetebiliriz. Trafik ışıkları neden arızalanır sorusunu sormadan, DNA mutasyonları ile ilgili olası nedenlere bir göz atalım.

Öncelikle, DNA’nın ne olduğunu anlamamız gerekir. DNA, her hücre içinde bulunan ve organizmaya ait genetik bilgileri taşıyan çift sarmal şeklindeki moleküldür. DNA’lar hücre çekirdeğinde bulunur. Şeker, fosfat ve 4 bazdan oluşur. Bunlar: Adenin, timin, guanin ve sitozindir. Hücrelerde DNA, kromozom olarak adlandırılan genetik birimlerde saklanırlar. 23 çift kromozom için teşekkür etmemiz gereken bir anne ve babamız var.

DNA’yı oluşturan genler, vücudumuzun proteinlerini üretmek için yol tariflerini sağlarlar. Proteinler hücrelerdeki bütün biyolojik olayların yapı taşıdırlar. Vücudun doku ve organlarının yapısı, işlevi ve düzenlenmesi için gereklidirler. Dolayısıyla bu yol tarifleri genetik mutasyonla karışırsa ihtiyaç duyulan bir proteini risk altına sokabiliriz. Peki bu karışıklığın ardında ne var? Parmaklarımızı iki temel suçlu kişiye yönlendirebiliriz: Hücre replikasyonundaki hatalar ve çevresel nedenler.

Çünkü sürekli olarak yeni hücrelere ihtiyaç duyuyoruz. DNA’mız kendi kopyasını oluşturuyor ve bu işleme replikasyon adını veriyoruz. Bu işlem sırasında da bazen hatalar oluşuyor. Replikasyon sırasında çift DNA dizileri ayrılır. Sonra her bir iplikçik başka bir ikili iplik haline getirilmek üzere kopyalanır. Her 100.000.000 kereden birinde yaklaşık 1 kez kopyalama sırasında mutasyona yol açabilecek bir hata meydana gelir. Bu istatistikte ki mükemmel oranı da göz önüne aldığımızda, DNA’mızın mutasyonlar oluştuğunda kendini tamir etmeye yönelik ayağa kalkma işi yapabileceğinin de altını tekrar çizmiş oluyoruz.

DNA mutasyonları çevresel etkenler tarafından da tetiklenebilir. Sigara, morötesi ışınlar ve diğer kimyasal maddeler DNA’nın potansiyel düşmanlarıdır. Örneğin, mutajenler canlı organizmaların DNA gibi hücresel bilgi ve yönetim zincirlerinin moleküler yapısını değiştirerek söz konusu organizmanın doğal olarak beklenen seviyenin çok üzerinde mutasyona uğramasına sebep olan kimyasallardır. DNA’mız kopyalanmaya başladığında mutasyonlar büyük bir anlaşma haline gelir, çünkü bu kimyasallar doğru davranmaz.

Pek çok DNA mutasyonuna ait diğer iki örnek şöyledir:

DNA’nın bir kısmının silinmesi: Delesyon. Bir protein yapmak için tarifin bir kısmının tamamen yok olduğunu düşünebilirsiniz ve böylece elde etmek istediğiniz proteininiz pek de beklediğiniz gibi olmayacaktır.

İlave genetik kod ekleme: İnsersiyon. Bu da tarife ekstra bir katkı maddesi ekleyip doğru çıktıklarını ummak gibidir.

DNA’nızın mutasyona uğrayabileceği çok yönlü yolları düşündüğümüzde ürkütücü görünebilir. Unutmayın, 25.000 ila 35.000 civarındaki genlerimizde çok şey oluyor. Bazen DNA mutasyonları hiç önemli olmayabiliyor ya da yararlı şekillerde evrimleşmemize yardımcı olabiliyorlar. Çevresel etkenlerin DNA’mıza zarar vermesinden korunabilmek için trafik ışıklarının kurallarına dikkat etmemiz gerekebilir. İçimizde yer alan bir yaşam dünyası var, sağlıklı alışkanlıklar vasıtasıyla trafik ışıklarının arızalarını azaltabilir ve refahımızı gözlemleyebiliriz.

Hazırlayan: Damla Uludağ

Kaynak: http://science.howstuffworks.com/life/genetic/dna-mutation.htm


Damla Uludağ

Damla Uludağ, 1995 yılında İstanbul’da doğmuştur. Eğitim hayatını İstanbul Medipol Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Devam eden üniversite hayatında fizyoloji tutkunu olan Damla, bu alanı sinirbilim ile bir bütün haline getirmek istemektedir. Sinirbilime olan ilgisi “Geleceğin Bilimi” platformunda hala aktif olduğu sinirbilim atölyesi sayesinde daha çok artmıştır. Sinirbilim adına düzenlenen “404 NeuroScienceFound” isimli panelde beyin plastisitesi üzerine sözlü sunum yapmıştır. Gelecek dergisinde yayınlanmak üzere sinirbilim alanı ile ilgili “Sirkadiyen Ritim” konulu yazısını yazmıştır ve bu derginin yaşam bilimleri editörlerindendir. Aynı zamanda çizim ve müzik ile amatör olarak ilgilenmektedir. Hücresel sinirbilim alanındaki tüm konularda merakı ve araştırma isteği vardır. “Hücresel işleyiş mekanizmaları ile ruhaniyetimizin üzerine giydirilmiş mükemmel örtünün tanımının detaylandırılması” için tüm azmini ortaya koymak istemektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir