Epilepsi Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?
Epilepsi yaygın, kronik sinirsel bir bozukluktur. Beyinde bulunan bir kısım nöronların(sinir hücreleri) yapılarının bozulmasıyla, işlevlerini yerine getirememeleri sonucu o bölgede elektriksel boşalımların oluşması ve bunun sonucunda da epileptik nöbetlerin meydana gelmesiyle karakterizedir. Nöbet, beynin yalnızca belirli bir bölgesinde gerçekleşiyorsa parsiyel(kısmi) nöbetler, beynin belirli bir bölgesinden(epileptik odak) başlayıp tüm beyne yayılıyorsa jeneralize nöbet adını alır. Jeneralize nöbetin en sık rastlanan tipi jeneralize tonik-klonik nöbetlerdir. Halk arasında sara nöbeti denince bu nöbet şekli akla gelir, bu nöbeti geçiren kişinin vücudu önce kaskatı kesilir ve daha sonra yere yığılıp çırpınmaya başlar.
Epilepsi, doğumsal ya da edinsel bozukluklardan kaynaklanır, merkezi sinir sistemi(beyin ve omurilik) işlevsizliğine neden olur. Çocukluk ve ergenlik döneminde en yaygın olmak üzere olgunluk ve yaşlılık dönemlerde de meydana gelen kronik nörolojik bir hastalıktır. Nöronların normal işleyişindeki her türlü bozukluk, nöbetleri tetikleyebilir. Hastalıklar, hasarlar ve beyindeki gelişim kusurları epilepsinin meydana gelmesine neden olabilir. Epilepsinin farklı türleri bulunmaktadır, bu türler belirli davranışlarla karakterize edilir ve Uluslararası epilepsi ile savaş derneği tarafından (ILAE, International League Against Epilepsy) sınıflandırılır. Hastalık bulaşıcı değildir, hasta nöbet anında yaşanan olayları hatırlamaz nöbet sonrası şaşkınlık ve bilinç bulanıklığı yaşar.
Epilepsi Tedavisi
Epilepsinin tedavisinde antikonvülsan ilaçlar kullanılır. Merkezi sinir sistemini seçici olarak baskılayan bu ilaç gurubu, Sinir sistemine zarar vermeden epileptik nöbetlerin baskılanması için kullanılır. Hastaların % 75-80’inde etkili olurlar. 1990 yılına kadar yalnızca altı klasik ilaç (karbamazepin, etosüksimid, fenobarbital, valproik asit, fenitoin, primidon) hastalığın beynin hangi bölgesinde olduğuna, hastanın yaşına ve nöbet tipine bağlı olarak tedavi amacıyla kullanılmaktaydı. Fakat bu ilaçların davranış bozukluğu, uyuşukluk hissi, huzursuzluk, hiperaktivite, ataksi, bulantı- kusma, döküntü, merkezi sinir sistemi toksisitesi gibi yan etkileri sebebiyle bu alanda “yeni antiepileptikler” adı altında yeni kimyasallarla çalışmalar yapılmış ve vigabatrin, felbamat, gabapentin, lamotrijin, topiramat, tiagabin, okskarbazepin, levetirasetam, zonisamid, pregabalin, lakozamid gibi çeşitli ilaçlar epilepsi tedavisi için kullanılmaya başlanmıştır.
Epilepsili Hastalara Yaklaşım
Epilepsinin tarihi insanlık tarihi kadar eskilere dayanan ve günümüze kadar gizemini koruyan sinirsel bir bozukluktur. Nöbetlerin sarsıntılı ve bilinçsizce yaşanması ilk zamanlarda bu hastalığa ilahi bir gözle bakılmasına neden olmuştur. Hasta, bulunduğu çevreden uzaklaştırılır, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesine izin verilmez ve hatta çeşitli dinsel törenlerce yakılırdı. Bu durum M.Ö 5. Yüzyılda İyon hekim Hipokrat’ın yaptığı çalışmalarda hastalığın ruhani sebeplerle oluşmadığını, beyinden köken alan ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu kutsal hastalık üzerine(on the sacred disease) adlı kitabında ifade etmesine kadar sürdü. Günümüzde halen epilepsili hastalara olan tutumlarımız, onların içlerine kapanık ve psikolojik problemlerle dolu olmasına neden olmaktadır. Onların bu hastalığı kabul edip normal yaşamlarına devam edebilmesi için sosyal çevrelerinin epilepsi hakkında bilgi sahibi olmaları ve hastanın kendisi kadar çevrenin de serinkanlılığını koruyup yaşamlarını sürdürmeleri gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, epilepsi tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Epileptik Nöbet Anında Yapılması Gerekenler
Tonik-klonik (kasılmalı- çırpınmalı) nöbetlerde hasta, olası bir kusmanın akciğerlere gitmesini önlemek amacıyla öncelikle yan yatırılır ve başının altına bir yükseklik yerleştirilir, hastanın (varsa) gözlüğü çıkartılmalı, ağız açık ise solunumu engellemeyecek şekilde ağız kenarına yumuşak bir cisim sıkıştırılmalıdır (asla parmak olmamalı), ve hastanın yakası gevşetilmelidir.
Kesinlikle Yapılmaması Gerekenler
Hastanın ağzı kapalı ise açmaya çalışmak, yemek yedirmek, su içirmeye çalışmak, soğan koklatmaya çalışmak, hastanın koluna, bacağına müdahale etmeye çalışmak(bu durum kırık ve çıkıklara neden olabilir).
Tüm bu işlemlerden sonra yapılması gereken işlemler, hastanın kasılmalarını gözlemlemek ve nöbet süresini takip etmek gerekmektedir. Kasılmalar 5 dakikadan uzun sürerse eğer ya da başını sert bir zemine çarpmışsa hasta hastaneye götürülmelidir. Nöbet sonrası hasta uyuyabilir ya da uyanık kalabilir, yüzünde şaşkın bir ifade belirebilir. Hasta nöbet anında herhangi bir yara almamışsa ve nöbet süresi 5 dakikadan kısa sürmüşse hastanın hastaneye götürülmesine gerek yoktur.
Hazırlayan: Hüsniye Özalp
Kaynaklar
- Kwan, P.,Sander, J.W. (2004) The natural history of epilepsy: an epidemiological view. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 75 (10), 1376-1381.
- de Bittencourt PR, Adamolekum B, Bharucha N, Carpio A, Cossío OH, Danesi MA, Dumas M, Meinardi H, Ordinario A, Senanayake N, Shakir R, Sotelo J. Epilepsy in the tropics: I. Epidemiology, socio economic risk factors, and etiology. Epilepsia 1996; 37:1121-1127
- S.N. Y. Epilepsi,epilepsi insidansı, prevalansı ve risk faktörleri. In: Yeni S, Bora İ GC, editor. Epilepsi. Nobel Tıp. İSTANBUL; 2018. p. 69–76.
- S.N. Y. Epilepsi,epilepsi insidansı, prevalansı ve risk faktörleri. In: Yeni S, Bora İ GC, editor. Epilepsi. Nobel Tıp. İSTANBUL; 2018. p. 69–76.
- Cummings JL, Trimble MR. Nöropsikiyatri ve Davranış Nörolojisi. Ankara, Çizgi Tıp Yayınları, 2003.
Tebrikler, güzel bir yazı. İlgi çekici bir konu.
Gayet başarılı
MR ve EEG de birsey göremeyen yaklaşık 7dr tarafından yinede epilepsi ilaçları kullanıyorum.26 yıldır. Bu ilaçları omurboyu mu kullanılır