Ergenlikteki Yeme Davranışı Tüm Hayatı Etkiliyor
Sınav stresi, aile veya arkadaşlarla iletişimsizlik- uyuşamama, farklı bir ortam arama, bireyselleşme sürecinde yol kat etmeye çalışma, karşı cinsle ilişki kurma, dürtüsel gereksinmede ve duygu yoğunluğunda artma ve bunlara bağlı olarak yeme davranışının değişmeye başlaması… bir ergenin (adolesan) yaşamına hoş geldiniz.
Hepimiz bu yollardan geçtik, geçiyoruz. Bir birey olarak yaşama katılma süreci tabii ki de zor olacaktı; iş başında olan hormonlar, psikososyal süreç diyebiliriz.
İlerisi Adına Önlem Almak
Avustralya’da RMIT Üniversitesi’nden Amy Reichelt’in çalışmasına göre adolesanların maruz kaldıkları yetersiz/kötü beslenme, ilerideki yeme düzenini ve dürtüsel davranışı bozuyor. Bunu da dopamine bağlı ödül sinyali ve bir inhibitör nörotransmitter olan GABA ile yapıyor. Bu iki nörotransmitter adolesanlık boyunca da yapım aşamasında olan nörohormonlardandır.
Abur cubur dediğimiz(junk food) besinler, enerjisi yoğun fakat besin öğeleri açısından fakir besinlerdir; fiyatlarının uygunluğu, reklamlardaki sıklık, kolay satın alma gibi özelliklerinden dolayı özellikle genç nüfus açısından çok tercih ediliyor. Adolesanlar da bu genç nüfusta en çok tüketenlerden. Abur cubur besinler, hiperkalorik olmasını sağlayan başlıca doymuş yağlar ve rafine şekerlerdir; ki bu da obezite için ayrı bir risk faktörüdür. Ayrıca, hiperfaji dediğimiz sürekli tüketim davranışı da ergenlik boyunca gözlemlenebilen davranışlardandır.
Dopamin..
Diyetin ödül arama davranışında devamlı ve önemli etkisi vardır. Yüksek şeker-yağ içeren ödüllendirmeler mezokortikolimbik sistemde dopamin artışı sağlar, yolağı fazla derecede uyarır ve reseptör üretiminde fark yaratan değişikliklere neden olur. Değişen dopaminerjik sinyal, yeme davranışı üzerinde etkili olarak zevk veren yiyeceklerde artış ve ödül cevabında eksikliğe neden olur. Diyet ayrıca davranışsal motivasyonda da değişikliklere neden olur. Yüksek sükroz tüketen dolesan erkekler-erişkin değil- Progresif Oran Görevi’nde (Progressive Ratio Task; motivasyon çalışması için kullanılır) daha az motive oldukları görülmüş.
Sonuç olarak, adolesanlık davranış değişikliği için kritik bir süreçtir. Devamlı ve kalitesiz bir diyet tipi, ödül arama davranışını artırır ve öğrenme – hafızada eksikliklere neden olur. Normalde, adolesanlık boyunca beyindeki nöroplastisite artışı görülmektedir fakat diyete bağlı bilişsel düşüş, özellikle müdahaleden sorumlu olabilir. Bu da ileride, yüksek riske sahip bireyler için besinsel anlamda da terapinin önemini vurgulamış oluyor. Sağlık konu olduğunda, multidisipliner düşünmek gerekiyor.
Hazırlayan: İrem Yakışıklı
Kaynaklar
- https://www.ejmanager.com/mnstemps/46/46-1360921918.pdf
- http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/bdr2.1173/pdf