Geleceğimiz İçin Demir!

Demir elementinin alımının azlığı, fazladan kaybı veya metabolizmaya yetecek düzeyinin olmaması durumu demir eksikliği olarak tanımlanır. Demir eksikliği, aneminin dünyadaki en sık nedenini oluşturur ve bu problem çok ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Gelişmekte olan ülkelerde yüksek kaliteli gıdaların sınırlı olması ve sanayileşmiş ülkelerde zayıf beslenme alışkanlıkları nedeniyle oldukça yaygındır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yaklaşık 2 milyar insanı ve hamile kadınların %50’sini etkilemektedir.
Vücudumuzda Demir Nerede Kullanılır?
Demir elementi yaşam için çok önemli vazgeçilmez bir elementtir. Protein sentezi, oksijenin taşınması ve depolanması, elektron transferi ile hücre solunum ve pek çok önemli enzimin yapısına girerek önemli metabolik adımlarda görev alır. Vücudumuzdaki demirin %60-70 kadarı kırmızı kan hücreleri olan eritrositlerin içindeki hemoglobinde, %10 kadarı kas yapısındaki miyoglobinde, %20-30’u da ihtiyaç halinde kullanılmak üzere karaciğer ve dalak makrofaj hücrelerinde bulunur. Görüldüğü gibi en çok kırmızı kan hücrelerimizde bulunur. Bu hücrelerin temel görevi yaşamın temeli oksijenin, 30-40 trilyon hücremize sunulmasıdır. İşte demir eksikliği oluştuğunda ve devam eden alım azlığı halinde hücrelerimiz sürekli olarak hipoksi denilen oksijensiz durumuyla karşı karşıya kalacaktır.
Besinlerdeki demir 2 şekilde Hem yapısında veya Non-Hem yapısında bulunur. Hem halindeki demir genellikle kırmızı et yapısında bulunur ve ince bağırsaklardan daha kolay emilir. Non-hem halindeki demirin emilimi de diğer alınan yiyeceklerle engellenebilir. Eksikliğine yol açan en sık durumlar şunlardır; demir içeren gıdalardan fakir beslenme ve kadınlarda menstruasyon (adet) ile artmış kayıptır. Her kadın aylık adet döngüsünde ortalama 20-30 ml kan kaybeder bu da yaklaşık 20-30 mg demir kaybına denk gelir. Daha az sık sebepleri ise sindirim sisteminin çeşitli hastalıklarıdır. Hayatı tehdit edecek düzeyde ciddi eksiklik durumunda, hekimlerimiz tarafından beslenmeden ziyade, hemen demir preparatları başlanır.
Demirin eksikliği sadece anemiye yol açmaz, sinir sistemi gibi diğer sistemlerin de işlevini bozacaktır. Mental ve motor aktivitelerde bozulacak ve kalıcı hasar bırakabilecektir. Demir eksikliğinin hangi mekanizmalarla nörokognitif bozukluğa yol açtığı mekanizmaları tam aydınlanmamıştır. Bazı çalışmalarda sinir sisteminde dopamin reseptör sayısını azalttığı, demir bağımlı çalışan enzimlerin eksikliğinde sinir dokusunun hasara açık hale geldiği düşünülüyor. Böylece, belki de, uzun dönem demir eksikliği zeka geriliğine yol açıyor.
Gebelikte Demirin Fetüse Etkisi
Hamilelik sırasında anne anemi ise fetüste sağlıklı nörogelişim zayıf olmayacaktır. Fetüsün nöronlarında miyelin kılıfı yapımı için demir elzemdir. Annedeki demir eksikliği ve bağlı anemisi varsa, ileride fetüste gecikmiş nörokognitif gelişim ve hatta psikiyatrik hastalık ile ilişkili olan erken doğum veya fetal büyüme kısıtlılığı kaçınılmaz olacaktır. Gebelikte yeterli demir alan ancak 6 aylıktan sonra düşük demir diyeti alan bebeklerin de bu dönemde nörogelişimi mutlaka yavaşlayacaktır. Beyin gelişiminin kritik dönemleri doğum öncesi annede ve hemen sonrası dönemlerinde bebekte uzun süreli demir eksikliği sonucunda bebekte nörobilişsel komplikasyonlarının düzeltilmesi zordur ve yetişkinliğe kadar devam eder. Bu yüzden her gebe anne buna dikkat etmelidir. Zaten ülkemizde zamanında doğan her yeni doğana ücretsiz demir takviyesi 1 yaşa kadar verilmektedir.
Demir Havale Geçirmede Bir Etken Olabilir
Demir eksikliğinin bir diğer sonucu santral sinir sisteminde konvülziyon (nöbet)eşiğini düşürerek, çocuk çağı ateşli havalenin (febril konvülziyon) oluşumunda bir risk faktörü oluşturmasıdır. Bir çalışmada ferritin düşüklüğünün ateşli havale (febril nöbet) riskini 2,49 kat artırdığı gösterilmiştir.
Eksikliğinde Nasıl Hissederiz?
Çocukluk döneminde dikkat eksikliği, hiperaktivite, nefes tutma atakları, katılma nöbetleri, davranış bozuklukları ile kendini gösterebilir. Yetişkinlerde ise kronik yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, konsantrasyon bozuklukları yapabilir. Kan ferritin düzeyine bakılarak demir eksikliği tanısı konulur.
Günlük İhtiyacımız Ne Kadar?
Erkekler için günlük 8 mg, kadınlar için günlük 18 mg, gebelerde 27 mg demir alınması gerekmektedir. Bu ihtiyaç bebek ve çocuklarda 1-3 yaş arasında 7 mg, 4-6 yaş arasında 10 mg olmaktadır.
Demir Eksikliğine Karşı Nasıl Beslenmeliyiz?
Daha kolay emilen Hem halindeki demir başlıca et, balık, yumurtada bulunmaktadır. Hem halinde bulunmayan (non-hem) demir ise daha çok kuru baklagil, tahıl, pekmez, yeşil yapraklı bitkilerde bulunuyor. Bu iki gruptan biri tek başına değil, bütün halinde dengeli tüketilmelidir. Örnekler verecek olursak; 50 gram kırmızı et yaklaşık 5 mg, 1 porsiyon kuru baklagil yemeği 4 mg, 1 yumurta 1,5 mg, 1 tatlı kaşığı pekmezde yaklaşık 1 mg demir ihtiva etmektedir. C vitamini portakal suyu ile ya da başka gıdalarla alımı demirin emilimine çok ciddi katkı sağlar. Dikkat edilmesi gereken diğer nokta fitat, oksalat, tanen içeren yapıların fazla alımı demir elementini bağlayarak bağırsaklardan emilimini azaltacaktır. Fitat bilhassa tam tahıllı mayasız beyaz ekmeklerde bulunduğu için emilimi azaltabilir, eksikliği olan bireyler alternatif olarak ekşi mayalı ekmek tüketebilirler. Çünkü ekşi mayalı ekmek içerisindeki bakteriler laktik asit üretimiyle fitat içeriğini azaltarak emilimi artırır. Tanen maddesi de çay kahve içerisinde bulunur ve demir elementini bağlayarak eksiklik oluşturur.
Sonuç olarak demir eksikliği anemisi başta olmak üzere nörokognitif bozukluklara ve metabolik yapıların bozulması ile sonuçlanacaktır. Trilyonlarca hücremiz oksijensizlikle karşı karşıya kalacaktır. Gebeler, bebekler, çocukların büyüme dönemlerinde demir düzeyleri kesinlikle normal seviyelere getirilmelidir. Demirsiz oksijensiz kalmak demek, dikkatsizlik, hafıza zayıflığı, eğitimde okul başarılarında düşmek demektir. Toplumun geleceğininin zayıflaması demektir. Bu çok ciddi halk sağlığı sorunuyla hep birlikte mücadele etmeliyiz. Doğru, sağlıklı, dengeli beslenerek demir gibi bir toplum olmayı başarmak mümkün.
Hazırlayan: Bartu Yiğit Çalık
Kaynaklar
2-Kasper DL, Fauci SA, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL, Loscalzo J, (Eds.) Red blood cell disorders. Harrison’s 3-Manual of Medicine 19th ed. Mc Graw Hill; 2016: 267-74.
4-Singh M, Role of micronutrients for physical growth and mental development. Indian J Pediatr 2004;71:59-62
5-Yager JY, Hartfield DS. Neurologic manifestations of iron deficiency in childhood. Pediatr Neurol.2002;27:85-92
6-Dichtl S, Haschka D, Nairz M, Seifert M, Volani C, Lutz O, Weiss G. Dopamine promotes cellular iron accumulation and oxidative stress responses in macrophages. Biochem Pharmacol. 2018;148:193- 201
7-Daoud AS, Batieha A, Abu-Ekteish F et al. Iron status: a possible risk factor for the first febrile seizure. Epilepsia. 2002;43:740-3.
8-https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-febril-konvulziyon-gecirenlerle-gecirmeyenler-arasinda-serum-cinko-ve-demir-duzeylerinin-karsilastirilmasi-68563.html
9-Ayşin Nalbantoğlu, Burçin Nalbantoğlu. Çocuklarda demir eksikliğinin febril konvülziyon ile ilişkisi. 2019.
10-INACG (International Nutritional Anemia onsultative Group) WHO&UNICEF (1998): Guidelines for the use of Iron supplements to prevent and treat ýron deficiency anmia. Waschington, DC: Ilsi Pres.
