Makaleler

Havadan Solunan Ölüm: Sinir Gazı

Havadan Solunan Ölüm: Sinir Gazı

Kimyasal silahlar bugün de komşu ülkelerimiz dahil birçok masum insan üzerinde kullanılıyor. Bu silahların geçmişi I. Dünya Savaşı’na kadar gitmektedir. Almanlar tarafından klorin gazının bulunduğu bidonların kapaklarının açılması ve rüzgâra bırakılarak gazın dağılması yöntemi ile kimyasal savaş başlamıştır. Sonrasında birçok devlet bu savaşa katılmış ve ciddi kayıplar yaşanmıştır.

1925 yılında imzalanan Cenevre Protokolü ile kimyasal gazların savaş sırasında kullanılması yasaklandı. II. Dünya Savaşı süresince çoğu devletin elinde büyük miktarda bulunmasına rağmen kimse kimyasal silah kullanmamıştır. Zaman içinde dünyada yaygın bir üretim ve depolama piyasası oluştu.

Bu yazımızda bahsedeceğimiz sinir gazı Almanlar tarafından 1930 yılında bulunmuş ve II. Dünya Savaşı esnasında geliştirilmiştir. Sinir gazı solunum, enjeksiyon ya da deriden nüfuz yoluyla vücuda girip nöronlara etki eden kimyasal bir maddedir. Genellikle kimyasal silah olarak kullanılan bu maddeler başlıca Tabun, Soman ve Sarin’dir.

Peki, bu kimyasal maddeler nasıl etki ederler?

Nöronların birbiri iletişiminde kullandıkları nörotransmitter ajanlar, sinapslardan salınarak diğer nörona aktarılır. Merkezi sinir sisteminde iletilen uyarı kas-sinir kavşağında asetilkolin aracılığıyla ulaşır. Postsinaptik reseptörleri uyardıktan sonra asetilkolin esteraz enzimi yardımıyla yıkılır.

Yukarıda bahsettiğimiz Tabun, Soman ve Sarin ise sinapslardaki asetilkolin esteraz (AchE) enzimini geri dönüşümsüz bloke ederek toksik düzeylerde sinaptik boşluklarda Asetilkolin (Ach) birikimine neden olurlar ve sürekli uyarıma yol açarlar. Klinik etkileri alınan doza bağlı olarak dakikalar veya saatler içinde belirginleşebilmektedir. Sinir gazları su ve yağlı bileşiklere benzediklerinden, renkleri ve kokuları olmadığından dolayı tespit edilmeleri çok zordur. Daha çok hastanın bulgularından yola çıkarak tanı konur. Farklı sistemlere etkileri nedeniyle çeşitli klinik tablolar oluşturur. Kaslarda istemsiz kasılma, bayılma hissi ve sersemleme, nöbet, koma gelişimi, solunum kaslarında felç ve buna bağlı solunum yetmezliği, bulantı, kusma, ishal, yüksek tansiyon, diyafram felci, görme bozuklukları ve ışık hassasiyeti gibi doza bağlı dramatik bulgular oluşturmaktadır.

Sinir gazlarının yarılanma ömrü; Soman için birkaç dakika, Sarinde 5 saat, Siklosarinde 22 saat, Tabun ve VX gazında ise 40 saattir. Yani maruz kalındığında etkisini 1-10 dakika içinde göstermeye başlar, günlerce ortamda etkisini sürdürür.

Günümüzde 1993’te Birleşmiş Milletler tarafında kabul edilen Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’nun “Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme”si halen geçerliliğini korumaktadır.

Hazırlayan: Serap Kaya

Kaynak:

  1. Sarıbeyoğlu, Meltem (Nisan 2004). “Kitle İmha Silahlarının Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Uluslararası Düzenlemeler” İstanbul Ticaret Üniversitesi Dergisi 5: s. 22
  2. Ali Karakuş (Nisan 2015), Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi, Derman yayıncılık DOI: 10.4328/DERMAN.3483

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir