Hücresizleştirme Yöntemiyle Organ Nakli Daha Başarılı Olacak
Genellikle bizler doğal olanı yapay olana tercih ederiz. Canlılardaki ve doğadaki yapıların bizleri hayretler içerisinde bırakan mükemmel düzenlerini bunun bir nedeni olarak sayabiliriz. İnsan mükemmeli oluşturma konusunda yetkin değildir ancak bizler bu sorunu sahip olduğumuz özelliklerle bir noktaya kadar aşabiliriz.
Doğal mekanizmaları kullanan çalışmalar son zamanlarda arttı. Bu çalışmalar, bizlere önümüzdeki zamanların bilim anlayışının nasıl olacağına dair bir öngörü sunabilir. Bana heyecan veren bir örnek vermek isterim: hastanın T hücreleri, yani hastalıklara karşı önemli bir bağışıklık elemanı gen düzenlenmesi sonucunda CAR-T( kimerik antijen reseptör-T) hücrelerine dönüştürüldü. Genetiği değiştirilmiş bu hücrelerin özel antijen veya molekül taşıyan kanser hücrelerine saldırmaları sağlandı. CAR-T hücreleri büyük bir başarı elde etti. Başarının sağlanması da var olan ilgiyi arttırmış durumda.
Daha önce belirttiğimiz gibi bu çalışmaların sayısı artıyor ve doku mühendisliği de çalışmaları bu alanlardan birisi. Doku mühendisliği, yaşam bilimlerinin ve mühendisliğin bir araya geldiği bir alan ve teknolojik gelişmelerle hız kazanmış durumda. Doku mühendisliği, zarar görmüş veya hastalıklı dokuların tamirini ve hatta yenisiyle değiştirmemize olanak sağlıyor.
Kişiselleştirilmiş ve rejeneretif tıbbın önemli bir aracı olan doku mühendisliği önemli bir alanda bilim insanlarının ilgisini çekmiş durumda: Organ nakli. Organ bağışçısı ile organı alacak kişi arasındaki doku farkının çok yüksek olması bilim insanlarını yeni arayışlara yöneltti. Doku mühendisliği ise bizlere pek çok olanak sunuyor.
Daha önce değindiğimiz gibi doğal yapıların kullanılması başarı şansını arttırıyor ve bu yazıda değineceğimiz konu da bu amaca hizmet ediyor: Doku mühendisliğinde başarıyla kullanılan hücresizleştirilmiş doku ve organlar (decellularized tissue and organs).
Hücresizleştirme ve Organ Nakli
Hücresizleştirme uzun süredir bilinen fakat son zamanlarda popülerleşen bir alan haline geldi. Hücresizleştirme ve amacı basitçe biyolojik materyalin deselülerizasyon yani hücresizleştirme yöntemleriyle hücre dışı matriksin elde edildiği biyolojik hücre iskeletinin hasarlı doku ve organ bölgelerinin iyileşmesinde kullanılmasıdır. Bilim insanlarını bu yönteme iten ise alıcının doku reddini ortadan kaldırmaktır. Sağlıklı bireyden alınan dokunun hücresizleştirilmesinin ardından elde edilen yapı iskeletinde dokuyu alacak bireyden alınan hücrelerin büyütülmesi yani reselülerizasyon ile amaca ulaşılıyor. Doğal yapı iskeleti yerine mekanik ve elektriksel yapılar büyük ölçüde başarısız oldu çünkü bu yapıların görevi taklitti ancak insanı oluşturan dokular plastik veya metal değildir. Deselülerize, hücresizleştirilmiş, yapıların kişiselleştirilmiş tıp için önemli olduğunu görebiliriz. Artık sahip olduğumuz imkanlar sayesinde “hastalık yoktur, hasta vardır” sözü ışığında, tedavideki başarı şansını ve aynı zamanda hastaların yaşam kalitelerini arttırmada daha başarılıyız.
Sahip olunan deneyimlerle, idrar kesesi, deri, iskelet kası, tendon, kalp kapakçıkları, kan damarları, akciğerler ve hatta karaciğer ile kalbin de içinde bulunduğu pek çok yapının iskeleti elde edildi. Biraz sonra değineceğimiz hücresizleştirme yöntemlerinin pek çok çeşidi bulunuyor. Her yöntemin dokular üzerindeki etkisinin farklı olduğunu düşündüğümüzde biyolojik materyale uygun yöntem seçmek büyük önem taşıyor.
Hücresizleştirme Nasıl Yapılıyor?
Doku deselülerizasyonu yöntemleri elde edilmek istenen yapıya göre değişiklik gösteriyor ancak bu metotları kimyasal ve fiziksel olarak iki temel başlık altında toplayabiliriz. En iyi sonucun elde edilmesi için fiziksel ve kimyasal yöntemlerin birlikte uygulandığını daha sık görebiliriz. Kullanılan yöntemlerle dokuya en az hasar verilmesi ancak aynı zamanda hücresel materyallerin uzaklaştırılması hedeflenir çünkü konak görevi görecek olan yapının işlevselliğinin korunması hayati önem taşıyor.
Dokudan hücrelerin ve materyallerinin uzaklaştırılmasının ardından kullanmak istediğimiz hücre grubunu elde ettiğimiz yapı iskeletinde büyütüyoruz. Deselülerize yapıyı elde etmek için gereken sürenin de makul olması hücresizleştirme yöntemini değerli kılıyor. Örnek vermek gerekirse, 6 aylık bir domuzdan elde edilen kalp 48 saat içerisinde, karaciğer 24 saatte tamamen istediğimiz deselülerize hale geliyor.
Organ Yetersizliği
Son dönem organ yetmezliği olan hastalarda altın standart tedavi organ naklidir. Yazıda daha önce de belirttiğimiz üzere organ nakli için yeterli sayının uzağındayız ve bu makas açılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın güncel verilerine göre yani tam olarak şu anda 25.773 hasta organ nakli bekliyor! 2018 yılında yapılan organ bağışı sayısı ise 3.947. Bilim her zaman problemlerimize çözümler arayacaktır ve bulacaktır da fakat her zaman kesin çözümü bilim bize vermeyebilir. Ayrıca çözüm çok zor da olmayabilir birilerini beklemek zorunda değiliz. Organ bağışıyla ilgili detaylı bilgi almak için Sağlık Bakanlığı’nın organ.saglik.gov.tr websitesine erişebilirsiniz.
Hazırlayan: Mustafa Güven
Kaynaklar
- Decellularization Methods of Organ and Tissue for Regenerative Medicine, Esin Akbay
- https://www.hindawi.com/journals/bmri/2017/9831534/
- https://organ.saglik.gov.tr/0TR/70Istatistik/OrganNakilIstatistikKamusal.aspx
Keyifli ve bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim. Konu çok kapsamlı, ancak çok iyi özetlemişsiniz. Kaleminize sağlık.
Bu konu üzerine çok çalışılması gerekiyor. Henüz başlangıç seviyesindeyiz diyebiliriz, özellikle de kalp gibi kompleks dokular için. Uygulanabilirliği ise yine kompleks dokular için şu an mümkün olmasada; deri, mesane, kemik ve kıkırdak uygulananalar arasında.
Organ bağışı için ise gerçekten oran çok düşük, yönlendirme için tekrardan teşekkür ederim en azından kendi adıma 🙂
Saygılarımla
Geri bildirim: Hücresizleştirme Yöntemiyle Organ Nakli Daha Başarılı Olacak (Decellularization and Organ Transplantation) – Mustafa Güven