Bu Kanser Tedavisi Yan Etkisiz Bir Şekilde Tümörü Yok Ediyor
Kanser binlerce yıldır bizi ve sevdiklerimizi hedef alıyor. Maalesef bugüne kadar %100 kesinlikte bir kanser tedavisi geliştiremedik. Şu devlet hastanelerinde uygulanan kemoterapi yöntemi, vücudun kendi sağlıklı hücrelerini de öldürerek çok fazla yan etki yaratıyor. Kemoterapi ya da radyasyon tedavisi gören kişiler iyileştikten sonra çok zor toparlanıyorlar. Bilim insanları bazen bakterileri, bazen virüsleri kullanarak çeşitli tedaviler deniyorlar. Maalesef etkili bir kanser tedavisi geliştirmek çok zor çünkü kanserin 200’den fazla türü var. Çok karmaşık bir yapıya sahip olan kanseri ortadan kaldırmak için bilim insanları alternatif bir kanser tedavisi geliştirdiler.
Araştırmacılar vücudun bağışıklık sistemini tetikleyerek tümörü yok etmeye çalışıyorlar. Geliştirdikleri bu kanser tedavisi çok düşük bir yan etki riskiyle tümörü çok etkili bir şekilde yok ediyor. Şimdiye kadar yapılan bütün testler çok güzel geçti. Eğer böyle giderse yan etkisi çok fazla olan kemoterapi ve radyasyon hastanelerden kalkabilir.
Yeni Bir Kanser Tedavisi: CICD
“Kaspazdan Bağımsız Hücre Ölümü” (Caspase Independent Cell Death, CICD) olarak adlandırılan yöntem hastalığın ilerleyen yıllarda nüksetme ihtimalini de neredeyse sıfıra indiriyor. Kanser hastalarında hastalığın nüksetmesi ciddi bir sorun olabiliyor. Örneğin filmlere konu olan kanser hastası Annie Parker’a 4 defa meme kanseri teşhisi konmuştur.
İleri Okuma: Meme Kanseri
Ekip, çalışmada CICD kullanarak kolorektal kanser modeli üzerinde çalıştı ve çok güzel sonuçlar elde etti. Tüm kanser türlerinde olmasa da benzer kanser modellerinde de olumlu sonuçlar alabileceklerini düşünüyorlar. Eğer CICD tekniği daha iyi optimize edilirse belki ileride tüm tümörlü dokular bu şekilde yok edilebilir.
Çalışmanın yürütücüsü Dr. Stephen Tait’e göre bu yöntem, kanser tedavisi ve istenmeyen yan etkileri ortadan kaldırmada devrim niteliğinde olacak. Elde edilen bulgular CICD’in çok büyük bir potansiyeli olduğunu gösteriyor. Şimdi yapılması gereken şey mekanizmayı daha iyi optimize ederek CICD’in tedavi edici potansiyelini genişletmek olacak.
CICD’in Farkı Nedir?
Kanseri yok etmede kullandığımız geleneksel yöntemlerin büyük çoğunluğu “apoptoz” adlı programlı hücre ölümü mekanizmasını kullanarak çalışıyor. Kemoterapiler, immünoterapiler ve diğer birçok yöntem hücrenin kaspaz proteinlerini harekete geçirerek kendi kendisi öldürmesini amaçlıyor. Dışarıdan kimyasal ajanı ver, hücrenin kendi kendisini öldürmesini sağlar. Kulağa güzel geliyor.
Apoptoz tümör hücrelerini yok etmek için kullanılıyor ancak aslında sağlıklı hücreler için de hayati bir mekanizmadır. Örneğin, bir hücre bakteri veya virüsler tarafından istila edildiğinde hemen apoptoza giderek kendi kendisini yok etmeye çalışır. DNA’da onarılamayacak kadar çok mutasyon olduğunda da hücre kanserleşme sürecine girme ihtimaline karşı kendi kendini öldürebilir.
Apoptoz Çok Etkili Olmayabiliyor
Apoptozu dışarıdan tetiklemek kolay değildir. Birçok zaman tümör dokusunun tamamı yok olmuş görünse bile bazı hücreler apoptozdan kaçmayı başarabilir. Böyle durumlarda kanser aylar, yıllar sonra bile nüksedebilir. İşin kötüsü apoptozdan kaçan bu hücreler artık aynı ilaca karşı direnç kazanabilir. Doktorlar geçen sefer bu ilaç işe yaramıştı diye düşünürken yeni hücreler o ilacı tanımışlardır.
Yeni geliştirilen kanser tedavisi CICD ise isminden de anlaşılacağı gibi kaspaz proteinlerini ve apoptozu kullanmıyor. Hastanın bağışıklık sistemi hücrelerini uyararak kanserli hücrelere saldırmasını sağlıyor. Kanserde dokulara dışarıdan müdahale etmek yerine, hali hazırda var olan bir yok etme mekanizmasını kullanmak daha iyi sonuçlar veriyor. Tümör dokusu vücutta sürekli sinyal yayıyor. Biz göremesek de bağışıklık hücreleri bunu tespit edebiliyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi karşımıza harika bir kanser tedavisi olarak çıkıyor.
Çok güzel sonuçlar aldık. Bundan sonra yapılacak olan ise belli: Daha fazla araştırma, daha fazla deney.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş