Kaos’un İçinde: Bilinç Akışı Tekniği
Arkanıza yaslanın ve bir dakika boyunca aklınızdan geçen her şeyi düşünün, bilinciniz üretmeye devam etsin , siz bir seyirci gibi akışını izleyin. Tam bir kaos değil mi?
Bilinç akışı yöntemi; roman ve hikaye yazımında kahramanın zihninden geçenleri aralıksız olarak ve seri halde, belli bir sıraya koymadan olduğu gibi aktarmaya çalışan bir edebi anlatım tekniğidir. Bilinç akımında “zaman” algısı tümüyle alışılmışın dışındadır. Zaman, sadece bizim biçimlendirme ve değerlendirmemizle bir anlama bürünebilir. Çünkü zaman bizim ona verdiğimiz değerle anlamlıdır, her zaman ve her durumda görecedir. Bu yüzden bir günde bir hayat yaşanabilir. Örneğin Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway’ı tek bir günde geçer, tıpkı James Joyce’nin Ulysses’i gibi. Anlatımda düz, kronolojik bir sıra izlenmez. Geçmiş, gelecek ve içinde bulunulan an iç içe geçmiştir. Öyküsel zamanda (şimdi) çok önemli şeyler olmaz. Kahraman ya bir vitrinin önünde ya da deniz kenarındadır. Bazen de duvardaki bir lekeye dalıp gitmiştir. Yazar bu fotoğrafta aradan çekilir, kahramanın bilinci devreye girer. Her şey geçmişte yaşanmış ve geçmişin izdüşümleri şimdiki âna yansımıştır. Bu bir anlamda insanın geçmişini yeniden yaşamasıdır. Geri dönüşlerle, hâlihazırdaki geçmişin izleri, çağrışımları, etkileri anlatılırken, yaşanan ve geçmiş, zihinde âdeta birbirine karışmıştır. Nesneler, görüntüler bireye bir şeyler çağrıştırırken, içinde bulunulan an, geçmişte yaşanan ve gelecekte yaşanacak olan olayları anlamaya kapı aralar.
Hazırlayan : Serap Kaya
Kaynak: Lavrence E. Bowling, “ Bilinç Akışı Tekniği Nedir? ”, Yeni Dergi, Mayıs 1965, Sayı 8
Modernist Fiction. Lexington: University of Kentucky, 1992, p. 55; Oxford Dictionary of Literary Terms, p. 212.