Muhyiddin İbn-i Arabi
Muhyiddin İbn-i Arabi 1165 doğumlu Arap müslüman düşünür, mutasavvıf ve yazardır. Gençliğinde Endülüs’te bir süre daha kaldıktan sonra, seyahate çıktı. Şam, Bağdad ve Mekke’ye giderek orada bulunan tanınmış alim ve şeyhlerle görüştü. 1182’de İbn-i Rüşd ile görüştü. 17 yaşındaki genç Muhyiddin gerçek bilginin sadece aklımızdan gelmediğine, böyle bir bilginin daha çok ilham ve keşif yoluyla elde edilebileceğine inanmıştı.
1196’da Fas’a gitti. Orada yaptığı Seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı. 1198’de tekrar Endülüs’e geçti. 1199-1200’de İlk defa hac için Mekke’ye gitti. Hac’dan sonra Mağrib’de, oradan da Ebu Medyen’in şehri olan Becaye’de bulundu. Bir süre sonra tekrar Mekke’ye geldi ve “Ruhu’l-Kuds”, “Tacu’r-Rasul” adlı eserlerini yazdı.
1204’de Medine, Musul, Bağdad’da bulundu. Musul’dan ayrıldıktan sonra Konya’ya geldi. Orada tanıştığı Sadreddin Konevî’nin dul annesi ile evlendi. Selçuk Meliki tarafından hürmet ve ikram gördü. Sonra Mısır’a geçti. Orada Futuhat-ı Mekkiye’deki sözlerinden ötürü Mısır uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüz yüze gelince gizlice oradan kaçtı. Tekrar Mekke’ye geldi ve burada bir süre kaldı. Bağdad ve Halep’de bir süre dolaştıktan sonra 1215’te tekrar Konya’ya geldi. Daha sonra Şam’a yerleşti. Zaman zaman civar şehirlere seyahatler yaptı. Şam’da kendisinin Fütuhat’tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus’u kaleme aldı. İbn Arabi bu eseri rüyasında Peygamber’den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir. 1239’da Şam’da öldü. Kabri Şam şehri dışında Kasiyun dağı eteğindedir. 1516 yılında I. Selim, Şam’ı Osmanlı toprağı yaptığında oraya türbe, camii ve imaret inşa ettirdi. Medfun bulunduğu türbenin kubbesinde -İbn Arabi’nin kendisine ait olduğu iddia edilen- ‘bütün yüzyıllar yetiştirdikleri büyük insanlarla tanınır, benden sonraki yüzyıllar benimle anılacak’ mealindeki bir beyit yazılıdır.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş