Ölüme Yaklaştıkça Rüyalarımızın İçeriği Değişiyor

Gençken insan anlamaz sağlığın ne kadar değerli olduğunu. Yaş ilerledikçe kırışıklıklar, bel ağrıları, hafıza sorunları artar. Yaşlandığımızın farkına varırız ve ölümün hiç olmadığı kadar yakın olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz. Pandemide de birçoğumuz yakınlarını, sevdiklerini kaybetti. Virüse yenik düşen eşimiz, dostumuzun ardından gözyaşı döktük. Yeni bir araştırma ölüme yaklaştıkça rüyalarının içeriğinin değiştiğini gösteriyor.
Dr. Christopher Kerr “Ölüm Bir Rüyadan Başka Bir Şey Değil: Umudu ve Anlamı Hayatın Sonunda Bulmak” adlı kitabında ölüme yaklaştıkça insanlarda nasıl değişimlerin ve rüyaların nasıl farklılaştığını anlatıyor. Dr. Kerr kariyerine hastaların fiziksel muayene ve bakımlarını yaparak başlamış. Zaman içinde ölüm döşeğindeki hastaların rüyalarında sevdiklerini gördüklerini ve bu durumun onlara huzur ve rahatlık verdiğini gözlemliyor. Rüyalarında gördükleri kişiler çoğu zaman hayata daha erken veda etmiş sevdikleri oluyor.
Halüsinasyon ve Bilişsel Gerileme Değil
Doktorlar bu tür durumları halüsinasyon olarak yorumlayabilirler. Ölüme yaklaşan çoğu insanın kendisinden yıllar önce ölmüş yakınlarını sayıklamasına belki siz de şahit olmuşsunuzdur. Dr. Kerr 2005 yılında bir hastası ölürken hastasının yıllar önce ölmüş bebeğini gördüğünü ve kucağında tuttuğunu sandığını belirtiyor. Başka bir insan yine yıllar önce kaybettiği annesinin onunla konuştuğunu sanabiliyor. Bu tür deneyimler bilişsel bozulma gibi görülebilir ama anlık ortaya çıkışları akla başka ihtimallerin gelmesine neden oluyor. Dr. Kerr hastaların durumunu gözlemlerken bu tür tecrübelerin onlara rahatlama ve huzur verdiğini fark etti ve büyük projesini başlattı.
10 yılı aşkın bir süre boyunca Dr. Kerr ve ekibi ölmeye yakın insanlarla konuştu ve söylediklerini not aldı. Yıllarca o kadar fazla insanla görüşüp kayıt almışlardı ki, sonunda 1400 hasta ve hasta yakınının ifadelerinden oluşan geniş bir veri havuzuna sahiptiler. Bu hastalar hayatlarının sonunda neler yaşıyordu, şimdi bunları analiz edeceklerdi.
Rüyalar Bizi Rahatlatmak İçin Olabilir
Kerr’in analizleri sonucunda keşfettiği gerçek onu şok etti. Hastaların %80’den fazlası hayatlarının sonuna doğru tuhaf rüyalar görmeye başlıyordu. Üstelik bu durum ırk, yaş veya diğer faktörlerden etkilenmiyordu. Bu rüyalarda oldukça canlı ve anlamlıydı. Hayatın sonuna doğru bu rüyaların görülme sıklığı da artıyordu. İnsanlar genellikle uzun zaman önce kaybettikleri anne veya babalarını görüyorlardı. Bazen ölmüş çocuklarını veya ev hayvanlarını görenler vardı. Ancak değişmeyen tek şey ölmeye yakın insanlar aidiyet hissettikleri ve sevdikleri kişileri rüyalarında görüyorlardı. Bu durum onların ölüm korkusuna karşı bir rahatlama ve destek arayışından kaynaklanabilir.
Ölüm herkese korkutucu gelir. Yaşamın son bulması ve tüm sevdiklerimizden ayrılma düşüncesi bizi üzer. Ölüm öncesi görülen rüyalar bu korku ve stresin azaltılmasında yardımcı olabilir. İnsanlar ölürken dünyadaki sevdiklerinden ayrılırlar ama belki bu rüyalar onlara kaybettikleri sevdiklerine kavuşacaklarını göstermek için ortaya çıkıyordur. Bu rüyalar sayesinde ölümü daha kolay kabullenip rahatlayabilirler.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
RÜYALAR KONULU YAZI İÇİN TEEKKÜRLER.
İNSANIN GERÇEK DOĞASINA ÇOK UYGUN SAPTAMALAR İÇRİYOR.