Makaleler

Polivagal Teori – Vagus Siniri ve Stres Arasındaki İlişkiyi

Polivagal (gr. ‘polus‘, “‘birden çok’” + ‘vagal‘, “‘Vagus siniri'”) teori 1994 yılında Chicago’daki Illinois Üniversitesi’nin yöneticisi olan Dr. Stephen Porges tarafından ileri sürülmüş bir teoridir. Bu teori vagus sinirinin organlarımızdan beynimize doğru iletilen “aferent” veya “getirici” ileti adı verilen iletilerle bağlantılı ve bunlara karşı duyarlı olduğunu öne sürmektedir. Burada bahsedilen getirici iletiler, Charles Darwin’in akciğer-kafa siniri (pnömo-gastrik sinir) çalışmalarından yola çıkılarak ve nöral devrelerin filogenetik gelişimine bağlı olarak uyarlanabilen tepkiselliğine bakılarak gözlemlenmiş ve kanıtlanmıştır. Porges bu teorisini hem evrimsel biyoloji hem de nörobiyoloji alanındaki gözlemlerine dayanarak ileri sürmektedir.

Vagus Siniri ve Vagal Tonus Nedir?

Vagus siniri otonom sinir sisteminin bir parçasıdır. Kafatasına ait sinirlerden onuncusu ve en uzunudur. Beyin kökünün medulla kısmından başlayarak boyun, göğüs kafesi ve karın doğrultusunda ilerler. İnsan vücudunda katettiği bu uzun yoldan dolayı ismi “gezgin sinir” olarak da geçer. İç organlarla ilgili durumlar ile kalbin, akciğerlerin ve sindirim sisteminin parasempatik kontrolü arasındaki ilişkinin anlaşılmasına olanak sağlar.

Vagal tonus, vagus sinirinin aktivitesi anlamına gelir. Homeostaziyi sağlayabilmek için, merkezi sinir sistemi çevresel iletilere karşı sürekli yanıt oluşturmaktadır. Stres durumunda otonom sistemin ritmik yapısı bozulur ve bu da davranışlara etki eder. Vagus siniri periferik sinir siteminde kalp ritminin düzenlenmesi üzerine etkili olduğundan dolayı, solunumsal sinüs aritmisi (RSA) parasempatik sistemin kardiyak vagus aktivitesini belirlemek için iyi bir göstergedir. Bir başka deyişle RSA, stres durumunda vagusun kalp atışını nasıl etkilediğini görmek için kullanılabilecek ölçülebilir ve müdahalesiz bir yoldur. Aynı zamanda bu yolla strese verilen tepkinin bireyler arasında nasıl değişkenlik gösterdiği de ölçülebilir.

Vagus Sinirinin Anatomisi

Vagus sinirinin dalları memelilerde evrimsel olarak strese farklı yanıtlar oluşturulmasında görev alır. Daha ilkel olarak kabul edilen dal immobilizasyon yani hareketsizleştirme davranışını oluşturur, daha gelişmiş olan dal ise sosyal iletişimle ve kendi kendini sakinleştirme davranışı ile ilgilidir. Bu fonksiyonlar filogenetik bir hiyerarşi içerisindedir.Daha ilkel olan sistem sadece daha gelişmiş olanın çalışmadığı durumlarda aktifleşir. Bu nöral yolaklar otonomik durumun ve sosyal ve duygusal davranışların düzenlenmisinde görev alır. Polivagal teoriye göre fizyolojik durumlar davranışsal ve psikolojik deneyimler üzerinde etkilidir.

Dorsal (Arka) Vagal Kompleks (DVK)

Vagus sinirinin dallarından biri olan dorsal vagal kompleks,dorsal motor çekirdekten köken alır ve filogenetik olarak daha eski kabul edilir. Bu kompleks aynı zamanda “vejetatif vagus” olarak da bilinir çünkü ilkel omurgalıların, sürüngenlerin ve amfibilerin hayatta kalma stratejileri ile ilişkilidir. Yoğun stres altındayken bu canlılar “donakalma” davranışı gösterirler ve bu sayede metabolik kaynaklarını korurlar.

DVC normal koşullarda sindirim sisteminin kontrolünü sağlar ancak uzun süreli disinhibisyonu halinde memeliler için ölümcül olabilir, apneye (soluk alamama) ve bradikardiye (düşük nabız) sebep olabilir.

Ventral (Ön) Vagal Kompleks (VVK)

Vagusun ventral dalı ambiguus çekirdeğinden köken alır ve yanıt oluşturmanın kontrol edilebilmesi ve hızlı olması için miyelinli olarak bulunur. Bu kompleks “savaş ya da kaç” tepkisi ve yakınlık davranışıyla ilişkilidir. Bu davranışlar sosyal ilişki kurmayı ve kendi kendini sakinleştirme davranışını da içinde bulundurur.

VVK; özofagus,bronşlar,boğaz ve yutak gibi organların kontrolünü sağlar. VVK aynı zamanda kalp üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Kalbin atış hızının belirlenmesine etkisi olan vagal tonus yüksek olduğunda,dingin kalp atışı gözlenir. Bir diğer deyişle vagal tonus, kısıtlayıcı etki yapar. Vagal tonus ortadan kaldırıldığında ise kısıtlanma az olacağı için “savaş veya kaç” tepkisi aktifleşebilir. Bu etkilere bakılarak daha yüksek vagal tonusa sahip bireylerin daha olumlu sosyal davranışlar gösterdiği, daha düşük vagal tonusun ise merkezi sinir sistemi hastalıkları ve komplikasyonlarıyla ilişkiliendirilebileceği düşünülmektedir. Bu komplikasyonlar bireyin strese uygun yanıtı verebilme kapasitesini düşürebilmektedir. Bütün bunlardan yola çıkılarak insanlarda vagal tonusun ölçülmesi, duygudurum bozukluğu bulunan popülasyonlarda strese karşı duyarlılık ve tepkisellik açısından bir gösterge olarak kullanılabilmektedir.

Polivagal Teori Neden Önemlidir?

Polivagal teori konusunun anlaşılması travma ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi bazı klinik rahatsızlıkların patofizyolojisinin açıklanmasında, yoğun stresin nasıl disosiyasyon (belli koşullar altında bazı düşünce ve eylemlerin bilincin geri kalan kısmından ayrılması ve farkındalık olmadan işleve girmesi) veya kapanma (shut-down) denen duruma sebep olabildiği veya beden dilinin okunması gibi konuların aydınlatılabilmesi açısından önem taşır. Aynı zamanda bu teori, sosyal davranışların kontrolü konusunda sorunlar yaşayan bireyler için uygulanabilecek yöntemler açısından yeni bir örneklem oluşturmada kullanılabilir.

Hazırlayan: İrem Akçalı

Kaynaklar
https://psychiatrypodcast.com/psychiatry-psychotherapy-podcast/polyvagal-theory-understanding-emotional-shutdown
http://www.htanoropsikiyatri.com/disosyatif-bozukluk/index.php

Porges, S.W., The polyvagal theory: new insights into adaptive reactions of the autonomic nervous system. Cleveland Clinic journal of medicine, 2009. 76(Suppl 2): p. S86.

Breit, S., et al., Vagus nerve as modulator of the brain–gut axis in psychiatric and inflammatory disorders. Frontiers in psychiatry, 2018. 9: p. 44.

Beauchaine, T.P., L. Gatzke-Kopp, and H.K. Mead, Polyvagal theory and developmental psychopathology: Emotion dysregulation and conduct problems from preschool to adolescence. Biological psychology, 2007. 74(2): p. 174-184.

Porges, S.W., The polyvagal theory: phylogenetic substrates of a social nervous system. International journal of psychophysiology, 2001. 42(2): p. 123-146.

Porges, S.W., The polyvagal theory: neurophysiological foundations of emotions, attachment, communication, and self-regulation (Norton Series on Interpersonal Neurobiology). 2011: WW Norton & Company.


İrem Akçalı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü 4.sınıf öğrencisiyim. Lisans sonrası eğitimimi ve araştırmalarımı sinirbilimi alanında devam ettirmek istiyorum. Bunun için bu zamana kadar çeşitli kongrelere gittim ve stajlar yaparak kendimi geliştirmeye çalıştım. Eğitim dışında ise çizim yapmakla ve akrilik boyamayla uğraşıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir