Rusya ve Toplumsal Alkolizm
Bir içki bir ülkeyle nasıl özdeşleşir? İnsanları içmeye ne iter ve uzun vadeli etkileri nelerdir? Rusya üzerinden çıkarımlar.
Hiçbir ülkenin milli içkisi Rus votkası kadar meşhur değildir. Bir ülkenin alkol tüketimiyle tanınır hale gelmesinin bedeli nedir? Tarihini inceleyerek başlayalım. 15. yüzyılın sonunda tahıl tarımının artması ve damıtma yöntemlerinin gelişmesi ile içki üretimi hızla arttı. Bu dönemde Rus Çarları, Korkunç İvan’dan itibaren, sektörün ne kadar karlı olduğunu fark ettiler. Devlet teşvikiyle açılan sayısız damıtımevleri giderek artan talebi karşılıksız bırakmadı. 1600’lü yıllarda özel üretimin yasaklanması ve bütün damıtımevi gelirinin devlete bağlanması, Çarların, kontrolsüz alkolizmde hiçbir olumsuzluk görmemesinin kanıtıydı. Bu gelişmelerle votkanın fiyatı ve kalitesi ülkenin her yerinde standart hale geldi. Fiyat ve kalitedeki tutarlılık votkanın para birimi gibi kullanılmasına yol açtı. Bunun etkileri Türk limanlarında dahi görülmüştür.
Bazı Çarlar korkunç boyutlara ulaşan alkolizmle mücadele etmeye yeltendi fakat her türlü girişim kraliyet ailesinin diğer fertleri tarafından engellendi. İçki sektöründeki devlet tekeli ufak istisnalarla 200 yıl boyunca sürdü. Bu istisnalardan faydalanan iş insanlarından biri Pierre Smirnoff’tu, soyadı tanıdık gelmiş olmalı. Çarlar, gelirlerinden ve toplumun yönetime itiraz edemeyecek kadar ayyaş olmasından memnundu fakat ayıltıcı bir gelişme kapıdaydı; Rus-Japon Savaşı.
Cephedeki askerlerin zil zurna sarhoş olup sızdıkları yerde süngülendiği söylentileri Saint Petersburg’taki baş sorumluları hoşnut etmemiş olmalı ki II. Nikolay 1914 yılında votka üretimini yasakladı. Ülkenin gelirinin üçte birinin uçup gitmesiyle büyük savaş öncesi askeri yetersizlikler baş gösterdi. Yaşa dışı alkol üretimi, çarların sorumluluğunu devraldı. Tahıl değer kaybettiği için tarım durma noktasına geldi ve şehirlerde ciddi ekmek kıtlıkları yaşandı. 1917 yılının Kadınlar Günü’nde her yaştan insan protestolara katıldı. Ertesi hafta Kraliyet Ailesi tahttan çekildi ve Bolşevik İhtilali’nin sonucunda Lenin başa geçti.
Yeni yönetim halkın “güdülmesine” yarayabilecek her türlü araç ve kavrama karşıydı. Halkın özgür iradesini, katı yasalar koyarak koruyacaklardı. Yasa dışı alkol üretenler devrim düşmanı ilan edildi ve birçoğu işletmelerinde polis tarafından vurularak öldürüldü, dükkanları ise yakıldı. “Proletaryanın böbrekleri üzerine devlet kurmayacağız” diyen Lenin seferberlik ilan etti. Seferberlik ile köy halkının bütün tahıllarına el konuldu. Arta kalan tahıl, bir sonraki sene ekmeye bile yetmeyecek miktardaydı. Dolayısıyla insanlar hasatlarını saklamaya başladı. Halkın, devletten neler çektiğinden 4 yıl sonra haberdar olan hükümet el koyma politikasını, vergiye almaya çevirdi. En dar zamanlarda bile yasa dışı votka damıtmayı başaran köy halkı, bu sistemle biraz olsun demlenebiliyordu. Ekim Devrimi’nde Çarlara yaba sallayan vatandaşları, alkol ürettikleri için hapse tıkmak onları “güdülmekten” pek kurtarmamıştı.
Lenin’in idealleri kendisiyle birlikte öldü. Hemen ardından başa geçen Stalin; Çarların votka tarifini aldı, üzerine kızıl orak ile çekici koydu ve çok düşük kar marjıyla satışa sundu. Tahıl tarımı düzene girmiş, yasa dışı alkol üretimine gerek kalmamıştı ve devlet ciddi bir gelir elde ediyordu. Bunun karşılığında ise sadece halkın sağlığından ve farkındalığından gidiyordu. Hükümet rahatsızlık duymamış olacak ki bu düzene Gorbaçev’e kadar kimse karışmadı.
Kronik alkolizmin geri dönmesiyle “gopnik” denilen kesim ortaya çıktı. Bu kesim Sovyetlerin inşa ettiği devasa apartmanlarda yaşayan, ağır işlerde çalışan insanlardan oluşuyordu. Eğlence imkanlarının kısıtlı olduğu dönemlerde çareyi arkadaşlarıyla içmekte bulan gopnikler kronik alkolizmin en gözle görünür sonuçlarından biridir. Beraber sarhoş olmanın karşılıklı güven anlamına gelmesi bu kültürden çıkmıştır. Rusya’ya yapılan devlet ziyaretlerinde örneklerine rastlayabilirsiniz. İnsanlara içmenin haricinde hiçbir seçenek sunulmaması öyle boyutlara ulaşmıştır ki Rusların algısında bira, yakın zamanda gazozdan “alkollü” içeceğe terfi etmiştir. Çalışmak ve uyumak arasında sıkışıp kalmış insanlar, haklı olarak uyanık oldukları zaman aralığını ayık olarak geçirmekten sakınmıştır. Bu sebeple yakın geçmişe kadar üretilen votka şişelerinde kapak yerine folyo vardır çünkü açılan şişenin bitmeden kapatıldığı görülmemiştir.
Toplumsal alkolizmin sonuçlarına doğum istatistikleri örnek olarak verilebilir. Stalin yönetiminden 1970’lere kadar bebeklerin umulan yaşam süresi o kadar düşmüş, ölü doğum oranları öylesine artmıştır ki Sovyet hükümeti 80’lerin sonuna bu verileri gizli bilgi olarak sınıflandırmıştır. Buna karşılık olarak 80’li yılların sonunda Gorbaçev’in emriyle votka üretimi yarıya indirilmiş ve fiyatına ciddi zamlar yapılmıştır.
Fakat bu girişim de başarısız olmuştur. Şekerden yapılan ev yapımı votka üretimi arttığı için şeker kıtlığı yaşanmıştır. İnsanlar zamlanmış içkileri alabilmek için saatlerce sırada beklediğinden mesailerde aksamalar olmuştur. Birkaç yıl süren bu kısıtlama ölü doğum, boşanma ve şiddet olaylarında olumlu gelişmelerle sonuçlanmıştır fakat 90’lı yılların başında devlet ciddi bir cari açık verdiği için bu kısıtlamalar kaldırılmıştır. Kısa bir süre içinde istatistikler eski, kasvetli haline dönmüştür. Bildiğimiz üzere, Misha’nın başarısız girişimleri sadece alkol ile kısıtlı kalmayacaktır.
Dağılan Sovyetler Birliği’nin ardından insanlar yüzyıllık alkol özlemlerinin giderilmesini istiyordu. Dönemin hiperenflasyonu bile buna engel olamamıştır. Neredeyse her ürün 2000 kat zamlanırken votka sadece 600 kat zamlanmıştı. Votka almak, ısınmak için parayı yakmaktan daha mantıklı hale gelmişti. Ücretsiz votka iddiaları dolaşırken çiçeği burnunda Başkan Boris Yeltsin, alkol üzerindeki devlet tekelini kaldırıp Rus pazarını dünyaya açık hale getirdi. The Financial Times gazetesi bu hamleyi “kendilerini içkide boğmak isteyen bir ülke için politik intihar” olarak değerlendirecekti. Talebi gören dış yatırımcılar pazara akın etti ve ucuz, metil alkolden hallice votkaları piyasaya sürdü. İçki kaynaklı ölümler her 100 binde 500 kişiyi buldu. Erkeklerin tahmini yaşam süresi 57.6 yıla düştü (Türkiye’de 75.3). Yerel üreticileri korumak için hükümet, ithal içkilere büyük vergi yükümlülükleri getirdi fakat üretim talebe yetişemedi. Vergiden muaf olan kurumlar (spor ve din organizasyonları) statülerinden faydalanarak korkunç miktarda alkolü ülkeye getirdiler.
Günümüzdeki durumu özetlemek gerekirse, Putin hükümeti insanların kaçak içkiye yönelmesini engellemek için votka vergilerini yıllık düzenlemeler ile sabit tutuyor. Devletin elliden fazla damıtımevinin hissedarı olduğu iddialarını göz önünde bulundurursak, yakın zamanda Rusların alkolü bırakacağını söyleyemeyiz. Fakat istatistikler olumlu yönde, tünelin ucundaki ışık diyebiliriz. Erkeklerin ortalama ömrü 60’ın üzerinde, ev içi şiddet ve alkol kaynaklı ölümler düşüşte. Ayrıca yeni ekonomi planında alkol ve petrol gelirlerine verilen önem hiç olmadığı kadar az. Bu verilerin zamanla daha da iyiye gideceğinin göstergesi ise yeni jenerasyonun alkole yaklaşımı. Votka, gençler tarafından alt sınıf içki olarak görülüyor. Git gide daralan ekonomiyle beraber hem daha az alkollü içkiler tercih ediliyor hem de toplam tüketim düşüyor.
Peki bu hikayeden ne çıkarabiliriz? Türkiye’de alkol tüketimi Rusya’nın onda biri diyerek sıyrılabilir miyiz? Yoksa toplumsal alışkanlıklara, alışkanlığın ne olduğundan ziyade neden var olduğu açısından mı bakmalıyız? Yukarıdaki olaylar silsilesi 600 yıl öncesine kadar takip edilebilir. Bu uzun süre içerisinde iki taraf da, devlet ve toplum, kısır döngüyü kırabilecek fırsatları tepmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki devlet toplumdan sorumludur, tersi değil. Devletin, vatandaşlarını büyük ölçekli ve toplumca kabul görmüş kötü alışkanlıklardan korumak için yapması gereken, seçenek sunmaktır. İnsanlar kendilerini ne kadar kafeste hissederse, o kadar sapkın davranışlar makul karşılanır. Bu makul davranışlar, kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olmadan önce tarihe bakıp ders çıkarmak esastır. Hepimizin doğru yolu bulmak için ziyan edeceği 600 yılı olmayabilir.
Hazırlayan: Berkay Tarım
Kaynaklar:
“Global stat” (PDF). 2011. 26 Şubat 2016 tarihinde erişilmiştir.
Korotayev A., Khaltourina D. Russian Demographic Crisis in Cross-National
Perspective. Russia and Globalization: Identity, Security, and Society in an Era of Change. Ed. by D. W. Blum. Baltimore, MD: Johns Hopkins University Press, 2008. P. 37-78; Khaltourina, D. A., & Korotayev, A. V. ‘Potential for alcohol policy to decrease the mortality crisis in Russia’, Evaluation & the Health Professions, vol. 31, no. 3, Sep 2008. pp. 272–281.
Kraut. (2019, 2 Ağustos) How Vodka ruined Russia. [Video] YouTube: https://youtu.be/vK7l55ZOVIc
Mazin, C. (Yazar), Renck, J. (Yönetmen). (2019, 6 Mayıs). (S1E1). Mazin, C. Straus, C. Featherstone, J. Renck, J. Fry, C. (Yönetici Yapımcı). Chernobyl. HBO
Nemstov, A. (2011) A Contemporary History of Alcohol in Russia. Södertörns högskola
Shevtsova, L. (2018, 12 Şubat) Russia’s system of power defies any rational explanation. The Financial Times
Treml, G. V. (1997) Soviet and Russian Statistics on Alcohol Consumption and Abuse. National Academies Press
TÜİK, (2020). Hayat Tabloları 2017-2019, TÜİK
Zaridze D.,Lewington S.,. Peto R., (2014)Alcohol and mortality in Russia: prospective observational study of 151 000 adults. Elsevier