Sinestezi: Sesleri Görmek, Renkleri Duymak
Bir matematik problemi çözerken bölen ile bölüneni farklı renklerde görseniz nasıl olurdu? Sinestezi işin içine girerse sayılar ve harflerin renkleri bir anda değişebilir. Takvime baktığınızda ocak ile şubatın birbirinin yanında değil de arkasında görünebilir. Bu tür şeyler biz sıradan insanlar için tuhaf görünebilir ama bazı insanlar daha farklıdır. Onları hasta diye nitelendirmek istemiyoruz. Sinestezik bireylerin algıları bizden daha farklıdır. Onlar dünyayı bazen daha renkli, bazen farklı boyutlarda görürler. Bazıları kızdığında kulaklarında bir ses duyarlar. Şimdi onların dünyasına bir göz atalım.
Sinestezi Nedir?
Sinestezi kelime kökeniyle Yunanca syn (birlikte) ve aisthēsis (algı) sözcüklerinin birleşiminden oluşan birleşik duyu anlamına gelen bir algı değişikliğidir. Sinestezik bireylerde bir duyu organından gelen sinyaller otomatik olarak başka bir duyu organının işlenmesinden sorumlu beyin bölgelerine gidiyor. Örneğin gördüğünüz renkler beyninizde ses olarak algılanıyor. Tabii bu durum çok çeşitli olabiliyor. Bazen insanlar sayılara bakarken her sayıyı farklı renkte görebiliyor. Hayatları boyunca sinestezi yaşayan kişiler sinestezik olarak adlandırılıyor. Sinestezik birini hayatınızda hiç görmemiş olabilirsiniz ama yapılan sayımlara göre her 23 kişiden birinde görülüyor. Nüfusun en az %4.4’ünü oluşturan sinestezikler hiç de azımsanmayacak bir topluluk. Bunların içinde en yaygın görüleni harf renk sinestezisidir (%1’den fazla).
Sinestezinin yaygın bir türü olan harf-renk sinestezisinde harfler veya sayılar belirli renklerde görülür. Örneğin kişi 7 sayısını sarı renkli görürken, 3 sayısını kırmızı olarak görülebilir. Bundan farklı olarak başka türlerinde haftanın günleri 3 boyutlu olarak görülebilir; aralarında mesafe farkı olabilir. Takvime baktığınızda ocak ayı, şubat ayından daha arkada görülebilir. Sinestezik bağlantılar bazen tek başına çıkabileceği gibi bazen birden fazla bağlantı aynı anda ortaya çıkabilir.
Sinestezi Belirtileri
Sinestezik insanların beyinlerinde neler olup bittiğini çok az biliyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar çocukken soyut kavramlarla yoğun bir şekilde ilgili kişilerde sinestezinin çocuklukta ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Semantik vakum hipotezi adı verilen bu hipotez neden çoğu sinestezinin harf-renk ve sayı-form sinestezisi olduğunu açıklıyor. Harfler, sayılar ve renkler genelde öğrencilerin okulda ve ailede ilk öğrendikleri kavramlardır. Bunlardan başka sinestezinin birçok türü laboratuvarda incelenmiştir. Bütün türlerde insanların algıları kişiden kişiye göre değişmektedir.
Herkes doğuştan farklı algılara sahip olduğunu bilerek doğmaz. Birçok kayıtta sinestezik bireylerin yaşadıkları bu algısal farklılıkların farkında olmadıkları yazıyor. Bu kişiler başkalarının gördüklerinden farklı şeyler gördüklerinde buna şaşırıyorlar ve doktora söylediklerinde gerçeği öğreniyorlar. Bazıları çok küçük yaşlarda farklı olduklarını anlıyor bazıları ise bunu çok daha geç yaşlarda öğreniyor. Sinestezinin kendiliğinden olan ve çok doğal gibi görünen yapısı sayesinde kişiler bunu gerçek bir şey gibi algılıyor. Tabii bundan rahatsız da olmuyorlar. Çoğu insan yaşadığı tecrübeleri ve algıları hoş veya nötral olarak betimliyor.
Sinestezi Hastalık Değildir!
Popüler medyada sinestezi bazen hastalık gibi nitelendirilse de sinestezikler bunu bir handikap olarak görmüyorlar. Hatta bazıları bunu algı yüksekliği, gizli bir duyu olarak görüp bundan çok memnun kalıyor. Çoğu sinestezik algılarındaki farklılıkları daha çocukken fark ediyor. Bazıları günlük hayatta ve iş dünyasında yeteneklerini nasıl kullanacağını öğreniyor. Örneğin, telefonu numaralarını ve isimleri ezberlemeleri daha kolay olabiliyor. Bazıları zihinden matematik işlemlerini ve daha karmaşık sanatsal işlerini yaparken sinestezik algılarını kullanıyor.
Sinestezikler, diğer insanlardan ne kadar farklıysa kendi içlerinde de çok büyük farklılıklar taşıyorlar. Çoğu sinestezik aynı sınıfa girse bile birbirinden farklı algılara sahip olabiliyor. Bazıları sesli harfleri daha renkli görürken, bazılarında sessiz harfler daha renkli görülür. Sinesteziklerin söyledikleri şeylerden yola çıkarak bireyler arasında algısal yoğunluğun kayda değer ölçüde yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Sinestezi türleri farklı, sinesteziyi yaşayıp şiddetleri farklı, hayatlarında bu algılarını nasıl kullandıkları da çok farklı. Kimisi hesap yapmak için kullanırken, kimisi sanatsal projelerinde kullanıyor.
Sinestezi Nasıl Çalışır?
Sinesteziyi anlamak duyularınızın nasıl çalıştığını anlamanıza yardımcı olur. Beyniniz, etrafınızda olup biteni bilmek için beş ana duyunuza (görme, ses, koku, tat veya dokunma) güvenir. Bu, aşağıdaki adımları içerir:
Tespit: Duyularınız etrafınızda olup bitenleri algılar. Bunun bir örneği, çevrenize bakmak için gözlerinizi kullanmak veya belirli sesleri dinlemek için kulaklarınızı kullanmak olabilir.
Sinyal Verme: Duyularınız beyninize, deneyimlediklerini açıklayan bir sinyal gönderir. Örneğin, gözleriniz yakınlarda görebileceğiniz nesnelerin renklerini ve şekillerini tanımlayabilir veya kulaklarınız bir sesin ne kadar yüksek olduğunu, yüksek veya alçak olup olmadığını vb. tanımlayan sinyaller gönderebilir.
İşleme: Beyniniz bu sinyalleri alır ve bunları işlenmek üzere belirli bir alana yönlendirir. İşlemeyi yapan alan, gördüğünüzü anlamanıza yardımcı olacak alanlara bağlanır. Bunun örnekleri, bir dur işaretinin şekli ve/veya renginden tanınması veya bir sesin bir müzik parçası veya birinin sesi olduğunun anlaşılmasıdır.
Kısacası, duyularınız algıladıkları şeyleri beyninize anlatır ve beyniniz bu tanımlamalardan çevrenizdeki dünyaya ilişkin kendi anlayışını yaratır. Ancak sinestezili insanlar işlem adımını farklı şekilde deneyimliyorlar. Beyinleri aynı bilgiyi iki veya daha fazla beyin bölgesi aracılığıyla aynı anda işler. Bu, birincil ve en az bir ikincil etkiye neden olur:
Birincil etki: Birincil etki, duyusal girdi nedeniyle deneyimlediğiniz şeydir. Bunun bir örneği sesleri duymak ve onları müzik olarak tanımaktır.
İkincil etki: Sinestezisi olan insanlar, sanki duyularından biri çalışıyormuş gibi görünen ikincil bir etki (veya birden fazla) yaşarlar, ancak buna neden olması gereken duyudan gelen hiçbir girdi yoktur. Buna bir örnek, müziği duyduğunuz için renkleri görmek olabilir.
Görsel sinestezi farklı şekillerde de gerçekleşebilir. Bazı insanlar görsel sinesteziyi bir “yansıtma” gibi deneyimlerler, bu da beyinlerinin ikincil etkiyi doğrudan görme duyularıyla birleştirdiği anlamına gelir. Bu da sanki gerçekten görüyormuş gibi deneyimlemelerine neden oluyor. Diğer kişilerin “dahili ekran” etkisi vardır. Bunu otomatik olarak kafalarında canlandırabilirler ancak onu doğrudan görüyormuş gibi deneyimlemezler.
Sinestezi Türleri Neler?
Sinestezi temel olarak ikiye ayrılır: bağlantısal (associative) ve yansıtmalı (projective) sinestezi. Yansıtmalı olan türünde insanlar dışarıdan uyarıldıklarında şekiller, renkler ve sayılar görürler. Bağlantısal sinestezide ise uyaran ve yaşanılan his arasındaki bağ çok güçlü olduğu için birey ikisini birbiriyle bağdaştırır. Örneğin sinestezinin yaygın bir türü olan kromestezinin (sesler renklere dönüşüyor) yansıtmalı formunda kişi bir ney sesi duyarken üçgen içinde sarı renk görebilir. Bağlantısal sinestezide ise ney sesini duyarken aynı zamanda neyden “sarı” duyduğunu ifade eder. Yansıtmalı sinestezide ney sesi sarı rengi çağrıştırırken, bağlantısal olanda ney sesi doğrudan sarı anlamına gelir.
Harf Renk Sinestezisi
Sinestezinin çok yaygın bir türü olan harf renk sinestezisinde harfler ve sayılar bir renk ile ilişkilendirilir. Burada insanlar arasında da belirli farklar görülüyor. Herkes aynı harf ve sayılarda aynı rengi görmüyor. Örneğin bazı kişiler 7 sayısında kırmızı görüp, kalem sözcüğünde mavi görürken başka birisi sarı ve turuncu görebilir. Bazı sinesteziklerde ise ortak renk ve şekiller görülebiliyor.
Kromestezi
Sinestezinin yaygın türlerinden birisi sesler ile renklerin bağdaştırıldığı kromestezidir. Bazı kişiler kapı açılması, araba kornasında bile belirli renkleri görebiliyor. Sanırım bu kişilerin günlük hayatları epey renklidir. Başka sinestezik bireylerde ise sadece müzik notaları renklerin ortaya çıkmasını tetikleyebiliyor. Do diyez notası turuncu rengi meydana getirirken, mi bemol mavi görülebiliyor. Bu durum onlara avantaj da sağlayabilir. Örneğin piyano çalarken her bir müzik notasında farklı bir renk görmeleri notalara daha kolay basmalarını sağlayabilir.
Diğer Sinestezi Türleri
Mekansal dizi sinestezisi olan kişiler sayı dizilerini 3 boyutlu olarak farklı konumlarda görürler. Örneğin 1’den 10’a kadar sayıların yan yana yazıldığı bir sayı dizisinde 1 diğer sayılardan daha yakın görünebilir. Belki 7 en arkada, en uzakta görünür. Araştırmalara göre mekansal dizi sinestezisi olan kişilerin bellekleri daha güçlü olabilir. Bu kişiler tarihleri ve önemli olayları hatırlarken boyut farkını da hesaba kattıklarından bilgileri daha iyi kodlayabilirler. Bazı insanlarda saatler bile farklı boyutlarda görünür.
İşitsel dokunsal sinestezi türünde belirli sesleri duymak vücudun belirli yerlerine dokunma hissi uyandırır. Sabah uyanırken alarm sesinizi duymanız, birinin başınızı okşadığı hissini verebilir. Bazen sesleri duymak sadece deride uyarım yaratır ancak bu birinin dokunması gibi değildir. Kapı zilinin çalması ayak tabanını uyarabilir. Bunun kötü yanı gıdıklanma şeklinde de ortaya çıkabilmesidir. Düşünsenize her telefonunuz çaldığında bir yeriniz gıdıklanıyor. Çok kötü bir tecrübe olabilirdi.
Bunların haricinde sıralı dilsel kişileştirme (ordinal-linguistic personification), misofoni, ayna dokunma ve harf – tat sinestezisi gibi birçok sinestezi vardır. Harf tat sinestezisinde bazı kelimeleri duymak ağızda farklı tatların alınmasına neden olabilir. Sıralı dilsel kişileştirmede sayılar veya sözcükler insan şeklinde görülebilir. Örneğin 2 sayısı kısa boylu bir çocuk olarak karşımıza çıkabilir. Misofonide kızgınlık, tiksinme gibi olumsuz duygular belirli sesleri duymaya neden olur. Örneğin kişi ne zaman bir şeye kızsa kulağında özel bir ses duyabilir.
Sinestezinin Çalışma Mekanizması
Hepimizin beyninde duyu sinyallerini algılamak ve belirli işleri yapmak için görevli alanlar vardır. İşitsel korteks kulaktan gelen ses sinyallerini işler ve duyduğumuz sesleri tanımlamamızı sağlar. Görsel korteks de aynı işi gözden gelen ışık sinyalleri için yapar. Normalde bunlar birbirlerinin işine burnunu sokmazlar. Herkes kendi görevini yapar ve bir üst merkeze bilgi aktarır. Ancak sinestezik kişilerde bu bölgeler birbirleriyle fazla konuşur. Örneğin bir harfe baktığınızda havada kırmızı renk görüyorsanız beynin harf tanımlama bölgesi ile renkleri tanımladığı V4 bölgesi arasında karşılıklı bir etkileşim olabilir. Önemli olan oradaki harfin ne olduğu değil, bir harf görmüş olmaktır. Yapılan çalışmalarda harf renk sinestezisi olan kişilerin harfleri tanımlayamadığı zaman bile renkleri gördüğü gözlemlenmiştir.
Sinestezinin ortaya çıkışındaki diğer bir olasılık ise beynin geri beslemeli mekanizmasının yeteri kadar engellenmemesi veya azaltılamamasıdır. Beyindeki en büyük hücre ateşleyici nörotransmitter madde glutamat, en fazla durdurucu da GABA‘dır. Nöronları ateşleme ve durdurma süreçleri bir dengeye sahiptir. Fazla hareketli nöronlar yanlış sinyaller gönderir, fazla suskun nöronlar da gerekli sinyali iletemez. Eğer denge bozulup nöronlar yeterince susturulmazlarsa sinyal fazlalığı algılarda karışıklığa neden olabilir. Bazı bilim insanları sonradan kazanılmış sinestezide buna benzer bir durumun olduğuna dair kanıtlar buldular. Örneğin meşhur sinirbilim yazarı David Eagleman’in yaptığı bir araştırmada temporal lob epilepsisi olan veya kafa travması yaşamış kişiler sinestezi ortaya çıkabiliyor. Kafanızı bir yere çarpıp travma yaşadığınızda beynin geri besleme mekanizması zarar görüp sinestezi oluşumuna yol açabilir.
Sinestezinin Farklı Yoğunluk Seviyeleri Olabilir mi?
Evet, sinestezi insanları farklı şekilde etkileyebilir. Bazı insanlar yalnızca belirli koşullar altında sinestezi yaşayabilir. Diğerleri birçok nedenden dolayı sinestezi yaşayabilir veya birden fazla ikincil etki yaşayabilir. Şiddetli vakalarda sinestezi, konsantre olma veya odaklanma yeteneğinizi etkileyecek kadar güçlü olabilir. Neyse ki bu nadirdir. Sinestezi genellikle kısa ömürlüdür, dolayısıyla genellikle bu derecede rahatsız edici değildir. Bu dereceye kadar sahip olan insanlar genellikle bu ikincil etkileri yönetmeyi öğrenebilirler.
Sinestezinin en yaygın nedenleri nelerdir?
Uzmanlar sinestezinin neden gerçekleştiğini tam olarak anlayamıyorlar. Ancak bunun üç ana türü olduğunu biliyorlar:
Gelişimsel (bazen “gerçek” veya “anayasal” olarak da adlandırılır).
Edinilen.
İlaç kaynaklı.
Gelişimsel sinestezi
Gelişimsel sinesteziye sahip insanlar “nöro-diverjan”dır. Bu, beyinlerinin beklendiği gibi gelişip çalışan “nörotipik” insanlardan farklı bir şekilde geliştiği ve çalıştığı anlamına gelir. Uzmanlar bunun neden olduğunu henüz tam olarak açıklayamıyor ancak bunun birden fazla faktörden kaynaklanabileceğinden şüpheleniyorlar:
Beyin gelişimi: Herkesin yaşamın çok erken dönemlerinde sinestezi yaşadığına ve bunun beynin doğal gelişiminin bir parçası olduğuna dair bazı kanıtlar var. Durum böyleyse, çoğu insan için bu durum ortadan kalktığı anlamına gelir; bu nedenle yetişkinlerin yalnızca küçük bir yüzdesinde görülür.
Beyin yapısı: Sinestezili kişilerin farklı beyin alanları arasında daha fazla bağlantıya sahip olduğu görülmektedir. Bu, birden fazla beyin alanının neden tek bir duyusal girdiyle etkinleştiğini açıklayabilir. Bu aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu (ASD) olan kişilerde sinestezi oranının, otizm spektrum bozukluğu olmayan kişilere göre en az üç kat daha fazla olmasının da bir nedeni olabilir.
Genetik: Sinestezi ailelerden geçiyor gibi görünüyor. Bununla birlikte, sinestezinin şekli kişiden kişiye farklılık gösterebilir, bu da bunun insanların aile üyelerinden öğrenebileceği bir şey olmadığını gösterir.
Edinilmiş Sinestezi
Bazı insanlar beyinlerindeki hasar nedeniyle sinesteziye “elde edebilirler”. Uzmanlar, bu tür bir sinestezinin, beyniniz bir yaralanmadan sonra iyileşirken beyninizdeki bağlantıların değişip gelişebilmesi nedeniyle gerçekleştiğinden şüpheleniyor. Ancak bazı ince farklar bu tür sinesteziyi diğerlerinden ayırır:
Daha az tutarlı. Edinilmiş sinesteziye sahip kişiler, bunu hayatları boyunca bunu yaşayan kişiler kadar sık deneyimlemeyebilir. Bazı insanlar bunu yalnızca çok özel koşullar altında yaşayabilir veya zamanla ortadan kaybolabilir.
Bazı birincil etkiler buna neden olamaz. Gelişimsel sinesteziden farklı olarak, eğer birisi edinilmiş türe sahipse, müzik sinesteziye neden olmaz.
İkincil etkiler basit ve kısa ömürlüdür. Gelişimsel sinestezi etkileri daha uzun süreli olabilir ve onlara neden olan şeyle birlikte hareket edebilir ve değişebilir. Edinilmiş sinestezi etkileri kısa ve basittir ve bunlara neden olan değişiklikleri takip etmez veya değiştirmez.
İlaca Bağlı Sinestezi
Bazı ilaçların, özellikle halüsinojenlerin (sahte halüsinasyonlara ve çok nadiren halüsinasyonlara neden olan ilaçlar) tıbbi olmayan kullanımı bazen sinesteziye neden olabilir. Bu özellikle yüksek dozlarda geçerlidir. “Psikedelikler” olarak da bilinen bu ilaçlar şunları içerir:
Dimetiltriptamin (“DMT” olarak da bilinir).
LSD (“asit” olarak da bilinir).
Peyote (peyoteden türetilen bir madde olan meskalin dahil).
Psilosibin (bazen “sihirli mantarlar”, “psikedelik mantarlar” veya sadece “mantarlar” olarak da bilinir).
Edinilmiş sinestezi gibi, ilaca bağlı sinestezinin de tipik olarak insanları nasıl etkilediği konusunda bazı farklılıklar vardır. Bunlar şunları içerir:
Duyguya bağımlıdırlar. Duygusal durumunuz, sinesteziyi deneyimleyip deneyimlemediğinizi ve nasıl deneyimlediğinizi etkiler.
Algıladığınız şeyi değiştirebilir. Gelişimsel ve edinilmiş sinestezi, bir şeyi nasıl deneyimlediğinizi etkileyebilir ancak deneyimlediğiniz şeyi değiştirmez. İlaca bağlı sinestezi, halüsinasyonlara neden olabilir ve bu da yaşadıklarınızı değiştirebilir.
Otomatik değildirler. Bazen belirli şeylere odaklanarak veya ortamınızdaki belirli şeyleri değiştirerek (ışıklandırma gibi) uyuşturucunun neden olduğu sinesteziyi en aza indirebilir veya durdurabilirsiniz.
Sinestezi Öğrenilebilir mi?
Bilim insanları ve araştırmacılar 1800’lü yıllardan bu yana sinesteziyi tanımlamak ve anlamak için çalıştılar ancak bu konuda şüphecilik de oldukça yaygındı. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi görüntüleme teknolojileri, bilim adamlarının belirli beyin alanlarındaki aktiviteyi görmesine 1990’lı yıllara kadar izin vermedi. Bu teknolojiler, sinestezinin gerçek olduğunu doğrulamada önemli rol oynadı. Ancak araştırmalar sinestezinin sıklıkla öğrenilmiş bir bileşene sahip olduğunu gösteriyor. Bunun bazı örnekleri alfabeyi, saymayı ve sayıları veya yılın gün ve aylarının adlarını öğrenmektir. Ve sinestezinin, insanların öğrenmelerine ve bilgiyi saklamalarına yardımcı olmak için hayatlarının çok erken dönemlerinde geliştirdikleri bir şey olabileceğine dair kanıtlar var. Araştırmalar ayrıca pratik yaparak sinestezi benzeri bir tepki elde etmek için kendinizi “eğitebileceğinizi” gösteriyor. Ancak etkisi geçicidir ve kullanmazsanız kaybolabilir. Ayrıca doğal olarak sinestezi yaşayan biri kadar hızlı veya güçlü değil.
Sinestezi Ne Kadar Yaygın Görülür?
Sinestezi yaygın değildir ancak nadir de değildir. Uzmanlar dünya çapındaki insanların en az %4’ünün bunu yaşadığını tahmin ediyor. Ancak sinestezinin pek çok olası biçimi olduğundan bu sayı daha yüksek olabilir. Bazı uzmanlar, belirli sinestezi biçimlerinin (özellikle zaman-mekan sinestezisinin) 8 kişiden 1’ini etkileyebileceğini tahmin ediyor. Bazı insanlar için sinestezinin o kadar doğal olması ve bunu deneyimlemeleri ve bunun ne olduğunu anlamamaları da mümkündür.Uzmanlar bazı sinestezi türlerinin nadir olduğunu biliyor ancak hangi biçimin en nadir olduğunu bilmenin bir yolu yok. Bunun önemli bir nedeni, birçok insanın sinestezi hastası olması ve bunun ne olduğunu bilmemesi veya bunu herkesin yaşadığını düşünmesidir. Ancak mevcut araştırmalar, tat ve kokuya dayalı sinestezi biçimlerinin daha az yaygın olduğunu, görme, duyma ve dokunmaya dayalı sinestezi biçimlerinin ise daha yaygın olduğunu gösteriyor.
Sinestezinin Avantajları var mı?
Araştırmalar sinestezinin faydaları olduğunu gösteriyor. Bu hastalığa sahip insanlar genellikle sahip oldukları sinestezi biçimine bağlı olarak daha iyi hafıza yeteneklerine sahiptir. Ayrıca zekayı ölçen testlerde daha yüksek puan alma eğilimindedirler. Sinestezinin yaratıcılıkla da açık bağları vardır ve sinestezisi olan kişilerin yaratıcı veya sanata dayalı kariyerleri seçme olasılıkları daha yüksektir. Ses-renk sinestezisi birçok müzik sanatçısının sahip olduğu bir şeydir. Sinesteziye sahip ünlü müzik sanatçıları arasında Beyoncé, Duke Ellington, Billy Joel ve Mary J. Blige yer alıyor.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
Kaynaklar
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3804765/
- S. Ramachandran, E.M. Hubbard. 2001. Synaesthesia—A Window Into Perception, Thought and Language. Journal of Consciousness Studies; 8 (12), 3-34
- Harvey JP. 2013. Sensory perception: lessons from synesthesia: using synesthesia to inform the understanding of sensory perception. Yale Journal of Biology and Medicine; 86(2):203-16
Çok faydalı bir yazı olmuş. Üslubu çok beğendim ellerinize sağlık…
Geri bildirim: Gönüllülük ve Doğal Yaşam Timsali "Lisinia Doğa" Hakkında 16 Leziz Bilgi
Ülkesinde başarılı aktristlerden biri olarak gösterilen Gayheart, arabasıyla seyir halinde iken karşıdan karşıya geçen 9 yaşındaki bir çocuğa çarptı.