Makaleler

Bu Kol Benim Bedenime Ait Değil: Somatoparafreni

1942 yılında nörolog Josef Gerstmann sağ beyin hasarı bulunan iki hastayı rapor etti. Bu hastaların motor ve somatoduyusal nörolojik problemlerin sonucunda ortaya çıkan “anosognozi” isminde bir durumları vardı. Anosognozi, kişinin beyin işlevsizliğinin ya da fonksiyon probleminin farkında olmaması ile karakterize bir öz-farkındalık bozulmasıdır. Örneğin kısmi felçli, bacaklarını kullanamayan bir bireye “Haydi koşuya çıkalım.” derseniz muhtemelen ya saçmaladığınızı ya da onunla dalga geçtiğinizi düşünecektir. Anosognozisi olan bireyden ise şöyle bir cevap duymanız daha muhtemeldir: “Bugün çok yorgun hissediyorum, evde kalsam daha iyi olacak.” Kişi felçli olduğunun ve bacaklarını kullanamadığının farkında değildir, bunun yerine beyni başka bir bahane üreterek o aktiviteyi yapmamak için bir sebep bulur. Anosognozi ile ilgili bilinmesi gereken en önemli şey organik bir beyin hasarından kaynaklı bir durum olduğudur. Kişinin beyni ürettiği bahaneye kendisi de tamamen inanmıştır. Yani, bilinçli şekilde üretilmiş bir yalandan ya da psikolojik bir savunma mekanizması olan inkardan çok daha farklıdır.

Fakat Gerstmann’ın hastalarında problemin farkında olmamaktan yani anosognozi durumundan daha fazlası vardı. Hastaların, bedenlerinin sol tarafının kendilerine ait olmadığına dair sanrısal inançları mevcuttu. Gerstmann bu duruma “somatoparafreni” adını verdi. Somatoparafreni genelde sağ beyin hasarının sonucunda kişinin vücudunun sol tarafındaki bir organ veya uzvun kendisine ait olmadığını veya bir başkasına ait olduğunu düşünmesi ile karakterizedir. Klinik olarak çok sık görülen bir sendrom olmamasına karşılık beyin hasarının, özellikle de sağ yarımküre hasarının ardından karşılaşılması mümkündür. Genellikle zamanla kendiliğinden geçen bir sendromdur ancak nadir de olsa yıllar sürdüğü görülen vakalar söz konusudur. Her hastada olmasa da çok büyük bir çoğunluğunda hemipleji yani bilinen ismiyle felç ve ihmal sendromu ve bunların sonucunda ortaya çıkan anosognozi ile birlikte görülür. Mevcut çalışmalar geniş bir kortikal fronto-temporo parietal ağın, kendi bedenine sahiplik duygusunun sinirsel temellerini oluşturduğunu ve dolayısıyla bu ağın somatoparafreni ile yakından ilgisi olduğunu göstermektedir. Ancak bazı hastaların posterior temporo-parietal lezyonlara sahip olması ve insular korteks ile ilişkin bulgular bu yapıların da bu sendromda bir rolü olduğunu düşündürmektedir.

Somatoparafreni Hastası Durumun Farkında Değildir

2011 senesinde Pugnaghi ve arkadaşları 82 yaşında, somatoparafreni deneyimleyen bir kadının hikayesini makalelerine konu edindiler. Kadının öncesinden bir psikiyatrik ya da nörolojik hastalık geçmişi yoktu. Bir gün sol tarafında güçsüzlük ve baş ağrısı şikayetleri ile doktora başvurdu. BT taramasında iç kapsülün arka koluna ve lentiküler nükleusa uzanan sağ talamik hematom (kan birikimi) ve sağ parietal lobun beyaz maddesine yayılan ödem görüldü. Hastaneye kabul edildiğinde sol tarafı tamamen felçliydi, sol alan ihmali ismi verilen sendromdan muzdaripti ve bu problemlerinin hiçbir şekilde farkında değildi (Bkz. Anosognozi). Kendisine sol kolu gösterildiğinde bunun kız kardeşinin kolu olduğunu iddia ediyordu. Ona göre kız kardeşinin kolu yatağındaydı, çok sertti ve hareket ettirmesi imkansızdı. Bu durumun nedenini ise hastaneye yatmadan önce kendisi de bitkisel hayatta olup hastanede yatan kız kardeşini ziyaret ettiğinde onun hiç hareket etmeyen koluna dokunmuş olması olarak açıklıyordu. Konuşurken duygusal bir ifadeden yoksundu ve bu durumun garip olduğunu düşünmüyordu. O kadar rahattı ki bir keresinde kız kardeşinin kolunu yatağına park ettiği için para ödemesi gerektiği ile ilgili bir şaka bile yapmıştı. Aradan dört gün geçtikten sonra yataktaki kolun kendisine ait olduğunu ancak yine de kız kardeşinin kolunun odada bir yerlerde olduğunu söylemeye başladı. Artık kız kardeşinin kolu onu yalnızca geceleri ziyaret ediyordu. İki gün kadar sonra bu düşüncesi de kayboldu ve kolu ile ilgili düşünceleri tamamen normale döndü. Bu kadın öncesinde şiir ve şarkı yazan, ifade gücü güçlü birisiydi. Ardında kayıp kolu hakkında araştırmacıların somatoparafreni deneyimini anlamasına yardımcı olabilecek bir şiir bırakarak literatüre geçti.

Hazırlayan: Beste Uysal

Kaynaklar

Vallar, G. & Ronchi, R. (2008). Somatoparaphrenia: a body delusion. A review of the neuropsychological literature.

Pugnaghi, M., Molinari, M., Panzetti, P., Nichelli, P. F., Zamboni, G. (2011). ‘‘My sister’s hand is in my bed’’: a case of somatoparaphrenia.


Beste Uysal

Ben Beste Uysal, Özyeğin Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldum. Mezun olduktan "Nöropsikolojik Değerlendirme" eğitimi aldım. Bu sürecin ardından beynin nasıl çalıştığına dair merakım artarak devam ettiğinden Hollanda'da University of Groningen'de Klinik Nöropsikoloji alanında yüksek lisans eğitimi aldım. Şu an uzman klinik nöropsikolog olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir