Telefon ve Bilgisayarlar Bizi Herkesten İyi Tanıyor
Bilgi çağını yaşadığımız 2018 yılında elinizdeki akıllı telefonunuza bir daha bakın. Elinizde tuttuğunuz cihaz internete bağlanmasanız bile konumunuzu belirliyor. Yazdığınız kelimelerden ne yazacağınızı tahmin edebiliyor. Yüz tanıma sistemi sayesinde kimlerle fotoğraf ve video çektiğinizin farkında. 1960’da Ay’a gönderilen uzay mekiğinin işlemcisinden onlarca kat daha güçlü işlemcilere sahip bu cihazlar artık kontrol edilmekten ziyade insanları kontrol eder hale geldi. İnsanlar yemek yerken telefonlarını masada tutuyorlar, otobüste, minibüste, dolmuşta herkesin elinde bir telefon var. Evde ise telefon tahtını bilgisayarlara kaptırabiliyor. Sosyal ağ (Facebook, Twitter, Instagram vb) çılgınlığı tüm dünyada etkisini göstermeye devam ediyor.
Facebook Beğenileri Analiz Ediliyor
Sosyal ağlara bu kadar bağımlı olmamız, zamanla onları bize en yakın nesne haline getiriyor ve telefon ve bilgisayarların bizi herkesten iyi tanımasına kapı açıyor. Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar sadece kişilerin Facebook beğenilerini (gönderiler, filmler, müzikler, oyunlar vs.) dikkate alarak kişilerin analizini yapabilecek bir sistem geliştirdiler. Bu sistemden elde edilen sonuçlarla kişilerin yakın arkadaşları ve akrabalarından toplanan sonuçlar, kişilerin kendi kendilerini değerlendirmesiyle karşılaştırıldı ve sonuç olarak bilgisayarların insanları herkesten daha iyi tanıdığı ortaya çıktı.
Telefon ve Bilgisayarlar Kişilik Analizi Yapabilir
Proceedings of the National Academy of Science adlı dünyanın saygın araştırma dergilerinden birinde yayınlanan bu araştırmaya göre gelecekte bilgisayarlar sosyal ağları kullanarak kendi veritabanlarını kurabilir ve saniyeler içinde insanların kişilik özelliklerini belirleyip, buna uygun tepki verebilir hale gelebilir. Bu durum ise yapay zekâya sahip robotların yükselişine duygusal zekâ faktörünü de ekleyerek gel deyince gelen, git deyince giden robotlardan ziyade, toplumsal yeteneklere sahip bir yapay zekaya sahip robotların ortaya çıkmasına olanak sağlayabilir. “Her” filmini izlediyseniz eğer bu konu sizde ufak bir çağrışım yapacaktır. “Her” filmindeki gibi bir yapay zekânın gerçeğe dönüşmesinin gayet mümkün olduğu bu araştırmayla kanıtlanmıştır.
86,220 Facebook kullanıcısının katıldığı araştırmada, her bir katılımcı 100 soruluk bir anket doldurmuştur. “myPersonality” adlı uygulama yardımıyla gerçekleştirilen bu anket ile beraber kullanıcıların beğenilerine de erişim sağlanmıştır. Bilim insanlarının geliştirdiği algoritma her bir beğeni durumunu bir kategoriye koyuyordu. Örneğin, siz tasavvuf ile ilgili bir sayfayı beğendiyseniz, algoritma sizin uyumluluk derecenizi artırıyordu. Tasavvufun temel prensibi her şeyin tanrıdan geldiğini bilmek olduğu için tasavvufla ilgilenen insanın da uyumlu olması beklenebilir. Ankette yapılan 100 sorunun ardından algoritmadan çıkan sonuçlar kaydedildi. Anketin haricinde ise 17,622 katılımcı bir arkadaşı veya ailevi yakını tarafından, 14,410 kişi ise birden fazla yakını tarafından değerlendirildi.
Her Şeyimiz İnternette Olduğundan Mahremiyet Kavramı Kalkıyor
Bilgisayarların ve telefonların bizi etrafımızdaki tüm insanlardan daha iyi tanıyabileceği olasılığı aslında pek şaşırtıcı değil. Eğer gün boyu kendimizin ve çevremizdeki insanların zamanlarını nasıl harcadığına bakarsak en büyük sırdaşımızın teknolojik aletler olduğunu söyleyebiliriz. Facebook’ta yaptığınız müzik paylaşımları kolayca sizin müzik zevkinizi ortaya çıkarabilir. Bunun yanı sıra goodreads gibi siteler vasıtasıyla hangi tür kitap okumayı sevdiğimiz görülebilir. Umarım bu bilgiler ilerde Terminatör, Ben Robot filmlerinde bize gösterildiği şekilde karşımıza çıkmaz ve sadece hayatımızı kolaylaştırdığıyla kalır.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş