Yabancı Dil Konuşmak Düşünce Yapısını Değiştiriyor
Bu resme dikkatlice bakın ve ne gördüğünüzü söyleyin.
Farklı milletlerden insanlar bu resmi çok farklı şekilde yorumlayabiliyorlar. Kognitif bilimler üzerinde çalışan araştırmacılar ana dilinizin düşünce yapısını değiştirip değiştirmediği konusunda 1940’lardan beri araştırma yapıyorlar. Nihayet çok önemli bazı sonuçlar elde ettiler. Öğrenilen her dil dünyanın bazı özelliklerini daha iyi görmemizi sağlıyor. Örneğin, Rusça konuşanlar mavinin tonlarını İngilizce konuşanlardan daha hızlı ayırt edebiliyorlar, Japonca konuşanlar cisimleri türüne göre sınıflandırmada şeklinden daha hızlılar ve Korece konuşanlar nesnelerin ne kadar sıkı sıkıya bağlı olduğuna odaklanabiliyorlar. Yabancı dil konuşmak da o dilin düşünce yapısını kazanmamızı sağlıyor.
Yukarıdaki fotoğrafta Almanlar genelde bu kadının nereye gittiğini merak ederken, İngilizler onun yolculuğu hakkında kafa yoruyorlar. Ana dilleriyle beraber yabancı dil de konuşabilen insanlar ise ikisini de düşünebiliyorlar. Dil öğrenmeye yalnızca faydacılık açısından bakmamalıyız. Yabancı dil konuşmak bizim bakış açımızı geliştiriyor. Hayatta her alanda başarı kazanmamızı daha kolay hâle getiriyor.
Yabancı Dil Konuşmak Ne Kazandırıyor?
İngiltere’de Lancaster Üniversitesi’nde yapılan çalışmada ekip çok sayıda dili konuşabilen insanların zihnini inceledi. Yabancı dil konuşmak ile tek dil bilmek arasında ne gibi bir değişiklik vardı? Dr. Panos Athanasopoulos farklı dillerin farklı zihin yapıları inşa edip etmediğini merak etti. Eğer durum buysa iki dil bilen insan, beyninde iki zihin barındırıyor olabilir mi?
Athanasopoulos ve ekibi önce hem İngilizce hem de Almanca bilen kişilerin olaylara nasıl yaklaştığını inceledi. Bu iki dil aynı aileden olduğu için yabancı dil konuşmak İngiliz ve Almanlar için daha kolaydır. İngilizce’de belirli bir zaman akışında gerçekleşen olaylar için belirli bir dil bilgisi yapısı vardır. Almanca’da ise akış özelliği yoktur. Genelde eylemler hep sonuç olarak verilir. Yapılan araştırmalarda Almanlar olayların başlangıç, orta kısım ve sonuçlarını belirtme eğiliminde oldular. İngilizler ise başlangıç ve sonuç kısımlarını atlayarak eylemin akışına odaklandılar. Evden çıkıp okula giden bir çocuğu tarif ederken Almanlar “çocuk evden çıktı ve okula gitti” dediler. İngilizler ise bu durumu “çocuk evden çıkıyor ve okula gidiyor” olarak anlattılar.
Bakış Açıları Genişliyor
İnsanlar arasındaki dil farkları iki dili konuşan kişilerin olaylara nasıl baktığını da etkiliyor. Araştırmacılar ana dilini konuşan 15 kişiden yürüyen, koşan, araba ve bisiklet süren insanların olduğu video klipler izlemelerini istedi. Videolar üçerli gruplar halinde gösterildi ve her bir grupta katılımcılardan videoyu yorumlaması istendi. Videodaki insanların yaptığı hareket bir amaca yönelik mi yapılıyordu yoksa gelişigüzel, amaçsızca mı yapılıyordu?
Videodaki insanlar öyle çok sıradışı şeyler yapmıyorlardı. Bir binaya girmek, sahilde yürüyüş yapmak gibi belirsiz, sıradan şeyler yapıyordu. Bunları izleyen Almanlar videodaki eylemlerin %40 oranında bir amaca yönelik yapıldığını belirtti. İngilizlerde ise eylemlerin bir amaca yönelik yapıldığını söyleme oranı %25’leri geçmedi. Bilim insanlarına göre Almanlar yapılan eylemlerde sonuçlara daha fazla önem veriyor, İngilizler ise eylemin kendisini daha çok önemsiyordu.
Dünyaya Farklı Bir Gözle Bakıyorlar
Gelelim iki dil konuşan kişilere. Yabancı dil konuşmak bize burada ne verebilir? Birden fazla dil konuşabilen kişiler bakış açılarını hızlıca değiştirebiliyorlar. Ekip, İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşan 15 Almanın sadece Almanca bilen Almanlar kadar amaca yönelik düşündüğünü tespit etti. Başka bir dili akıcı konuşmak bizden bir şey eksiltmiyor. Bu kişilerde eylemin akışına odaklanma oranı incelendiğinde sadece Almanca konuşanlardan daha yüksek olduğu görülüyor. İki dil konuşanlar hem sonucu hem de eylemin kendisini önemsiyor.
Elde edilen bulgulara göre yabancı dil konuşmak algılarımızı şekillendirmede önemli bir bilinçdışı rol oynuyor. Ne olup ne bittiğinin tam olarak farkında değiliz ama bakış açımız genişliyor. Psychological Science adlı dergide yayınlanan makalelerinde araştırmacılar ikinci bir dil bilen insanların dünyaya farklı bir gözle baktığını dile getiriyor.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
Kaynak
http://www.sciencemag.org/news/2015/03/speaking-second-language-may-change-how-you-see-world