Makaleler

Yaşlandıkça Yeni Müzik Keşfetme İsteğimiz Neden Azalır?

Elimizdeki teknolojik imkanlara baktığımızda tarihin herhangi bir zamanına kıyasla müziğe ulaşma imkanımızın ne kadar çok olduğunu görebilirsiniz. Spotify, Youtube gibi uygulamalar sayesinde telefonunuzda istediğiniz her an milyonlarca şarkıya ulaşabilirsiniz. Dinlemediğiniz müzikleri dinleyebilir, sürekli yeni keşiflerde bulunabilirsiniz. Uluslararası Fonografik Endüstrisi Federasyonu’nun yapmış olduğu bir tahmine göre insanlar haftalık 20,1 saatini müzik dinleyerek geçiriyor. Neredeyse her gün 3 saatimizi müzik dinlemeye ayırıyoruz. Hep aynı müzikleri dinlemek bir yerden sonra sıkmıyor mu?

İnsanlar bir zaman sonra hep dinledikleri tarzdan çıkıp yeni müzik türlerini ve yeni şarkılar keşfetmek isteyebilir. Günümüzün müzik uygulamalarının müzik keşfi için ayrı bölümleri bile var. Ancak bu yeni müzik keşfetme isteği yaşlandıkça azalıyor. Birçok araştırmanın ortak göstergesi aşina olmadığımız müzik türlerini keşfetme isteğimizin yaşla beraber azaldığını gösteriyor. Ünlü müzisyen ve söz yazarı Bob Seger de benzer bir görüş ortaya atıyor:

“Bugünün müziği aynı ruha sahip değil,

Ben eski zamanların rock ‘n’ roll’ünü seviyorum”.

Yeni Müzik Keşfetme İsteği

Akademik literatürde yeni müzik keşfetme isteği kulağı açık olmak ile tabir edilir. Her müziğin kendi içinde özel bir ritmi ve ahengi vardır. Yeni müzik dinlerken beynimiz bu ahengi çözmek ve ona alışmak ister. 11 yaşına kadar çocuklar genellikle yeni müzikler dinlemekten hoşlanırlar ve bu müziği çözmek için uğraşırlar. Ergenliğin ilk evrelerinde yavaş yavaş bir müzik zevki oluşmaya başlar. Artık insanlar belli bir tarz müziğe dinlemeye meyillidir ama hala kulağı yeni müziklere açıktır. Bu yeni müzik keşfetme isteği yaş aldıkça azalmaya devam eder.

2013 yılında 250.000’den fazla katılımcı üstünde yapılan bir araştırma insanların müzik zevkinin nasıl değiştiği ile ilgili önemli bilgiler sunuyor. Araştırmanın sonuçlarına göre erken gençlik döneminde müziğe verdiğimiz önem zamanla azalıyor. Ergenlikte uyanık kaldığımız sürenin %20’sinde müzik dinlerken yetişkinlikte bu süre %13’e iniyor. Bunda iş hayatının da etkisi olabilir J

Öncelikler Değişiyor

Müzik ve davranışsal psikoloji alanında yapılan araştırmalar müzik zevki ve müzik dinleme sürelerinin nasıl ve neden değiştiği ile ilgili farklı teoriler öne sürüyor. Bunlardan bir tanesi psikososyal olgunlaşmadır. İnsan beyni olgunlaştıkça plastisitesini yitiriyor ve yeni sinaps kurma konusunda daha isteksiz oluyor. Bu teori adından da anlaşılabileceği gibi yeni müzikler keşfetme isteğimizin azalmasını yeni sinapslar kurmadaki zorluğa ve isteksizliğe bağlıyor.

Bir çocuğun kişilik ve karakteri bir yetişkine oranla çok daha değişkendir. Yetişkinlerin daha oturmuş, sabit bir kişilikleri vardır. Çocukların beyni değişime çok açık olduğundan yeni müzik türlerine karşı daha açıktır. Erken ergenlik döneminde ise müzik bir çeşit kimlik görevi görür. Belli tür müzik dinleyen insanlar sosyal topluluklar oluşturabilir. Bu zamanlarda müzik zevki aynı zamanda sosyal katalizör görevi de görebilir. Yetişkinlerde ise her şey daha stabildir. Oturmuş bir kişilik, müzik zevki ve sosyal çevre vardır. Bu nedenle yeni müzik keşfetmek için çok da sebep olmayabilir.

Müzik Dinlemek İçin Zaman Azalıyor

Yeni müzik keşfetme isteğinin azalmasıyla ilgili diğer bir görüş de yaşla beraber insanların önceliklerinin değişmesi ve daha az zamanlarının olmasıdır. Yetişkinlerin iş hayatı önemli bir yer kapladığı için yeni müzikler keşfetmek için yeterli zaman bulamayabilirler. Yukarıda gün içinde müzik dinlemek için ayrılan zamanın da azaldığından bahsetmiştik. Kısıtlı zamanda insanlar sevdikleri müzik türlerini dinlemeye yoğunlaşabilirler.

Diğer taraftan bazı bilim insanları insanların yaşlandıkça yeni müziklere toleransının azalıp azalmadığını da merak ediyor. Gençken klasikten heavy metale her şeyi dinlemeye açıkken yaşlandıkça bu tür müzikleri kafamız kaldırmıyor mu?

Müzik zevkimizin nasıl şekillendiği ile ilgili pek çok görüş olsa da araştırmacıların hem fikir olduğu bazı konular var. İlk olarak müzik zevkimiz erken ergenlik döneminde gelişiyor ve çoğunlukla bu şekilde kalıyor. Ergenler ne dinlemek istediklerinin çok farkındadır ve yeni müzik türlerine de açıktır. Çok sayıda farklı müzik türünü dinleyip aralarından belli başlı olanlarına yoğunlaşırlar. Bu müzik zevki hayatımızın geri kalanında da bizim favorimiz olacaktır. İnsanlar müziği egzersiz gibi aktivitelerde bir motivasyon kaynağı olarak da kullanabilir. Zaman içinde müzik sadece müzik olmaktan çıkıp bizim anılarımıza eşlik eden beynimizin içinde ciddi yer eden bir bileşen halini alır.

Müzik Zevki Değişmiyor Mu?

Kısa cevap değişebiliyor. Sinirbilim alanında yapılan araştırmalar müzik zevkimizin değişebildiğini gösteriyor. Klasik müzik seviyorsunuz ama dans etmeye başladınız. Eğer dansı severseniz, zaman içinde o dansa eşlik eden müziği de sevebilirsiniz. Müzik zevkimizin aslında ilk başladığı yer anne karnında olduğumuz zamandır. Araştırmalar yeni doğan bebeklerin, henüz anne karnındayken dinledikleri müziklere karşı daha farklı tepki verdiklerini ve sempati ile yaklaştıklarını gösteriyor.

Müzik “zevki” diye tabir ettiğimiz olay aslında beynimizin müziği dinlediği anda dopamin gibi haz duygusunun oluşmasını sağlayan moleküllerin salınımıdır. A müziğini dinlediğiniz anda keyif alıyorsunuz çünkü beyinde dopamin salınımı oluyor. B müziğinde keyif almıyorsunuz çünkü beyninizde yeterince dopamin yok.

Son yıllarda yapılan araştırmalar gençliğimizde alıştığımız müzik zevkine mahkum olmadığımızı gösteriyor. Yeni müzikleri keşfetme isteği azalabilir ama beyninizin kontrolü hala sizde. Bunu hayat boyu geliştirebilirsiniz. Müzik zevkinizi geliştirmek ve kulağınızı yeni ezgilere açmak isterseniz size birkaç önerimiz olacak.

  1. Farklı müzik dinleme yöntemlerini deneyin. Sadece telefon veya bilgisayardan müzik dinlemeyin. Konserlere gidin, canlı müzik etkinliklerine katılın, müziği sosyal hayatınızın içine sokun.
  2. Müzik dinlemeyi alışkanlık haline getirin.
  3. Dinlediğiniz müzik ile ilgili meraklı olun. Dinlediğiniz müzikte hangi enstrümanların kullanıldığına dikkat edin. Müziğin arkasında herhangi bir hikaye veya olup olmadığını araştırın.
  4. Sabırlı olun ve hemen pes etmeyin. İnsan beyni yaş ilerledikçe esnekliğini kaybedebilir. Değişimin hemen olmasını beklemeyin.
  5. Size müzik tavsiyeleri verebilecek arkadaşlar edinin. Her şeyi tek başınıza keşfetmek zor olabilir. Arkadaşlarınızla yeni müzikler hakkında konuşun.
  6. Sevdiğiniz müzikleri dinlemekten vazgeçmeyin ama aralarda yeni müzikler de oynatma listenizin arasına ekleyin.
  7. Sürekli yeni müzik türlerini yakalamak zorundaymış gibi hissetmeyin. Keşfedilecek çok fazla şey var. Kendinizi çok fazla zorlamanıza gerek yok.

Hazırlayan: Çağlayan Taybaş

Kaynak

Çağlayan Taybaş

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunuyum. Şu an klinik araştırma sektöründe çalışıyorum.Bilimsel araştırmaların yanında başlıca hobilerim satranç, bisiklet sürmek, pilates ve latin dansları oldu.Mezun olduktan sonra askere gitmeden önce sinirbilim.org'u kurdum. Şu an iş ve özel hayatım çok yoğun olduğu için eskisi gibi yazamıyorum. Bana herhangi bir soru sormak isteyen varsa c.taybas@gmail.com'a mail atabilirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir