Makaleler

Phineas Gage Vakası: Sinirbilimde Bir Dönüm Noktası

Phineas Gage Vakası: Sinirbilimde Bir Dönüm Noktası

1848 yılında Avrupa’da çıkan ayaklanmalardan Amerika da nasibini almış, iç savaş ile ülkedeki yasal kölelik kaldırılmıştı. İnsanlık adına önemli bir adımdı. 1848 yılı sadece iç savaşların değil çok önemli bir vakanın da şahitliğini yapmıştı. Takvimler 13 Eylül 1848’i gösteriyordu. 25 yaşındaki Phineas Gage her sabah olduğu gibi erkenden kalkmış kahvaltısını yapmış. Yorucu bir güne başlamak için mesai saatini bekliyordu. Gage düzenli, atletik yapılı, nezaketli, disiplinli ve etrafındaki insanlar tarafından sevilen biriydi. A.B.D. Vermount Eyaletindeki Cavendish yakınlarında Rutland ve Burlington demiryollarının yapımında ustabaşı olarak çalışıyordu. Konsantrasyonu yüksek olması gereken bir iş yapıyordu. Gage ve ekibi barutla kayaları parçalıyordu.

Gage’in görevi kaya parçasının gövdesine delik açtıktan sonra fitili, kumu ve barutu doldurup bu karışımı uzun bir levye yardımıyla sıkıştırmaktı. Tam da o anda arkadan biri seslenince dikkati dağıldı ve barut bir anda yüzünde patladı.  Bu patlamanın şiddetiyle 6 kilo kütlesinde 1 metreden uzun çapı 3,5 santimetre olan demir levye elinden fırladı ve sol yanağından girip, kafatasını alttan delip beyninin ön tarafına yakın olarak kafatasının üst tarafından dışarı çıktı. Gage patlamanın tesiriyle 30 metre ileriye savruldu. Etraf kan ve beyin parçalarıyla doluydu. Arkadaşları telaşlandı ve Gage’i hemen kağnı arabasına taşıyıp, Dr. John Harlow’un muayenehanesine doğru yola çıktılar.

Phineas Gage Herkesten Sağlam Raporu Almıştı

Phineas Gage hayattaydı, bilinci açıktı, hatta kağnı arabasına  götürülürken kimsenin yardımı olmadan yürüyerek gitmişti. Doktor John Harlow, Gage’e ilk müdahelesini yaptı. Kemik parçalarını yerine yerleştirdi. Yaranın üzerine ıslak tampon koydu ve bandajlarla kapattı. Gage kazadan birkaç gün sonra enfeksiyon kaptı ama hastalığı atlattı. Sonrasında onu Boston’da muayene eden bir başka doktor sağlam raporu vermişti. Peki, gerçekten sağlıklı mıydı?

Phineas Gage sol gözünü kaybetmiş olması dışında bir ayda kendini toparlamış ve normal hayatına devam ediyordu. Fakat kişiliğinde önemli değişimler olmuştu. Düzensiz, saygısız,küfür eden etrafında ki herkesi rahatsız eden, evine gitmez kiliseye uğramaz, alkol alan, etik kuralları çiğneyen biri haline gelmişti. Yeteneklerinden bir şey kaybetmemişti. Fakat etrafındaki insanlara küfür etmesi, kaba davranışlarda bulunması işten atılmasına sebep olmuştu. Farklı işlerde çalışmak istedi. At çiftliği, sirklerde çalışmaya başladı disiplinsiz davranışları, tutarsızlığı hiçbirine izin vermiyordu. Artık Gage eski Gage değildi. Olayın üzerinden 12 yıl geçmişti. Zaman zaman bayılmalar yaşıyordu. 1861 yılında bilincini yitirmesine sebep olan şiddetli epileptik kasılmalar sonucunda yaşamını yitirdi.

2001 yılında California üniversitesindeki araştırmacılar Gage’in anatomi müzesinde bulunan beynini tomografi yardımıyla incelediler.  Yapılan çalışmalar sonucunda beynin prefrontal korteksinin zarar gördüğünü gözlemlediler. Prefrontal korteks kişilik ve sosyal davranışlarla ilgili olan bölgedir sonucuna ulaştılar. Phineas Gage bu bölgenin hasar alması sonucu son 12 yılını çok zor bir şekilde yaşamıştı. Fakat yaşananlar çok kötü olmasına rağmen bilim açısından önemli bir vaka olmuştu. Bu vaka prefrontal korteksin kişiliğe katkıda bulunduğunun ortaya çıktığı ilk vaka olarak kabul edilmiştir.

Prefrontal korteks

Dr. John Harlow’u eleştirmeden önce tarihlerin 1848 yılını gösterdiğini unutmamamız gerekmekte. Beyin görüntüleme teknolojisinin gelişmediği dönemlerde Phineas Gage vakasının yıllar sonra aydınlatılmasına çok şaşırmamamız gerekiyor. Dr. Harlow’un tuttuğu notlar 20 yıl sonra Massachusetts Tıp Derneği’nin dergisinde yayınlandı. Bu notlar Phineas Gage vakasının çözümünde önemli katkılar sundu.

Yeni Bulgular Yeni Soruları Doğuruyor

Bu vaka yeni bir soruyu karşımıza getiriyor. Beyinde oluşan bir tümör veya travma gibi hasarlar duygularımızı yönlendirebilir mi? Son zamanlarda nörohukuk gibi bir alan karşıma çıkmakta. Günümüzde beyin görüntüleme teknikleri çok önemli boyutlara ulaştı. Yapılan araştırmalarda sapkın davranışlara sahip insanların çoğunda beynin ön kısmı düzgün çalışmıyor. Yine yapılan araştırmalar psikopatların aynalama sistemlerinin doğru çalışmadığını gösteriyor. Yani empati yetenekleri yok denecek kadar az. Bu insanları hücrelere atmak onların daha kötü bir hale gelmesine sebep olabilir.  Düşünsenize bir suçlunun beynini inceliyorsunuz gördükleriniz kişinin hem suçlu hem hasta olduğunu gösteriyor. Peki, hukuk burada nasıl bir karar vermeli?

Charles Whitman Vakası: Tümör İnsana Neler Yaptırabilir?

Bu insanlar suçsuzdur sadece hastadır demek veya suçludur hasta değil demek kesinlikle yanlış bir yargıdır. Kişileri tekrardan topluma kazandırmak istiyorsak ciddi bir sağlık kontrolünden geçirmek en doğru yaklaşım olabilir. Dünya nörohukuk alanıyla ilgileniyor bu sayede sorunları bilimsel yöntemlerle çözmeye çalışıyor. Ülkemizde de bu alanda yetişmiş insanlar olmalı çözüm yolları geliştirmeliyiz.

Hazırlayan: Hasan Acar

Kaynaklar
  1. http://www.academia.edu/37064340/Phineas_Gage_Vakası.docx
  2. http://www.usemb-ankara.org.tr/ABDAnaHatlar/Tarih.htm
  3. https://nbeyin.com.tr/siddet-ve-beyin-bolum-2/
  4. Tanrıdağ, Oğuz (2017) Beyin Kültürü Tarihi

Hasan Acar

Cumhuriyet Üniversitesi Fizik bölümünden mezun oldum. Yıldız teknik üniversitesi katıhal fiziği yüksek lisans eğitimime devam ederken özel sektörde iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaya başladım. İstanbul Üniversitesi öğretmenlik formasyonu eğitimimi tamamladım ve Fizik öğretmeni ünvanını aldım. Özel bir kurumda dört yıldır fizik öğretmeni olarak çalışmaktayım. Ayrıca Üsküdar Üniversitesi Nörobilim alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Beyin görüntüleme alanıyla ilgileniyorum. Akademisyen olmak için çalışmalarım devam etmekte. Zamanımı öğrenmek, okumak, yazmak ve gezmekle değerlendiriyorum.

3 thoughts on “Phineas Gage Vakası: Sinirbilimde Bir Dönüm Noktası

  • Geri bildirim: Bilim Ofisi | Engin Bir Deniz: İnsan Beyni

  • Bu konuyla ilgili Sevgili Sinan Hoca’nın tavsiyesi ile Descartesin Yanılgısı kitabını okumuştum. Orada oldukça detaylı bir şekilde ele alınmış.

    Yanıtla
  • FATMA AYPEK

    Bu konuda yazılmış çok önemli bir kitap var, kitabu pdf olarak okumuştum ama sonrasında kaybettim. Sizin bu konuda okumuş olduğunuz kitapların bir listesini benimle paylaşma gibi bir şansınız var mı, belki okumak istediğim kitabı böylece bulabilirim.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir