Kanser İlaçları Neden Hep Aynı Saatlerde Alınmalı?

Dünya’nın Güneş etrafında bir dönme süresi var. 24 saatlik bu döngüde vücutlarımız da kendini güneş ışığına göre ayarlıyor. İnsanlar gün içinde zamanı anlamak için hep saatlere başvurmuyorlardı. Evrimsel tarihimizin büyük bir bölümünde güneşe bakarak vakti tayin ettik. Fizyolojik yapımız da kendini buna göre ayarladı. Güneş kaybolup karanlık çöktüğünde uykumuz geldi. Sabah güneş ışığı ile birlikte uyanmaya başladık. Aslında tüm canlılar için biyolojik saat için en önemli konulardan biridir. Bu yazımızda bu konuyu kanser ilaçları ve sağlımız açısından irdeleyeceğiz.
Vücudumuzun biyolojik saatini bozduğumuzda jet-lag dediğimiz durumu yaşıyoruz. Bir afallıyoruz, bir süre kendimize gelemiyoruz. Sürekli yorgunluk, halsizlik bazen de baş ağrıları çekiyoruz. Biyolojik ritmin uzun süreli bozulmasında ise çok daha ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Bunlardan bir tanesi de kanser. Yeni bir çalışma sirkadyen ritmi bozmanın kanserin büyümesini tetikleyebileceğini gösteriyor. Ancak bir de iyi haberimiz var. Her gün aynı saatlerde alınan kanser ilaçları daha etkili bir tedavi sunabilir.
Sirkadyen Ritim En Önemli Mekanizmalardan Biri
Biyolojik ritmi bozmak kanser gelişimine neden oluyorsa kimler risk altında? Hiçbir gün aynı saatte uyuyup uyanamayan benim gibiler ciddi risk altında ondan eminim. Bunun yanında vardiyalı işçiler, nöbeti olan çalışanların da dikkat etmesi gerekiyor. Bu kişilerde vücut bir türlü dengesini bulamıyor. RNA’lar hep farklı zamanlarda çalışmak zorunda kaldığı için hücresel stres ortaya çıkıyor.
Amerika’da Pensilvanya Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar sirkadyen ritmin kanseri nasıl etkilediğini gösterdiler. Biyolojik ritmin bozulması ile hücresel ve metabolik mekanizmaların nasıl değiştiğini ortaya çıkardılar. İlk olarak hücre kültüründe dekzametazon adlı bir hormon ile hücrelerin biyolojik saatini bozdular. Dekzametazon kortikosteroid bir moleküldür. Kortikostereoidler vücutta stres anlarında doğal olarak salgılanırlar.
Bazı Kanser İlaçları CDK 4/6 Proteinlerini Hedef Alıyor
Araştırmacılar hücre kültüründe dekzametazon verdikleri hücrelerin DNA analizini yaptılar. Özellikle CDK 4/6 proteinleri kodlayan genlerde ciddi değişim vardı. Görevin ilk kısmı tamamlandı. Biyolojik saat bozuldu. CDK 4/6 proteinlerinin normalden çok fazla üretildiği görüldü. CDK’nın açılımı cyclin dependent kinase’dir. Hücre bölünmesinde kritik moleküllerden biri olan bu proteinler kontrolsüz bölünmede söz sahibi olabilir. Bazı kanser ilaçları doğrudan CDK 4/6 proteinlerini inhibe ederek çalışırlar.
Şimdiye kadar palbosiklik adlı bir meme kanser ilacı üzerinde deneyler yürütüldü. Bu ilaç doğrudan CDK 4/6 protinlerini hedef alıyor. Ancak ilacın alım saati değiştiğinde etkinliği de değişiyor. İlacın sürekli aynı saatlerde alınması daha etkili sonuç veriyor. Hem farelerde hem de insanlarda yapılan araştırmalar kanser ilaçları ve sirkadyen ritim arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarıyor.
Biyolojik Ritim Bozukluğu Nasıl Engellenir?
Elde edilen bulgular artık biyolojik ritmin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Gece vardiyaları, anormal uyku, kronik stres sirkadyen ritmimizi bozuyor. Artık bunların sadece baş ağrısına yol açmadığını biliyoruz. Hayatımız tehlikede. Kanser ilaçları ve fizyolojimiz, kısacası neredeyse her şey biyolojik ritmimizden etkileniyor. Sağlığımızı korumanın başlıca yolu ise uyku uyanıklık seviyemizi düzenlemekten geçiyor. Bunun yanında egzersiz yapmak ve gözümüze giren ışığı kontrol altına almamız gerekli. Kanser hastalarının da tümör gelişimini önlemek için hep aynı saatlerde kanser ilaçları alması tavsiye ediliyor.
İlaçların gün içinde hep aynı saatlerde alınarak etkinliğinin artırılması kronoterapinin sahasına giriyor. Kronoterapi çok yeni bir disiplin değil. Bu yazıyı yazarken ben de yeni öğrendim ama bununla ilgili yazılan makalelerin tarihi 1981’e kadar gidiyor. Sirkadyen ritmini anladıkça temel hücresel mekanizmaları da daha iyi çözümlüyoruz. Tabii patolojik vakalarda etkili bir tedavi bulma şansımız da aynı oranda artıyor. Araştırmacılar şimdi biyolojik ritmin hasar gördüğü gece işçileri ve jet-lag mağdurlarında hasarı onarmanın peşindeler.
Tedavi Mümkün Değil mi?
Elde ettiğimiz bulgular bozulmanın genetik seviyede gerçekleştiğini gösteriyor. Eğer sorun sadece CDK 4/6 proteinlerinin fazla üretilmesi ise bu proteinleri engelleyecek ilaçlar ile sorunun üstesinden gelebiliriz. Ancak daha fazla gen faaliyeti değişiyorsa o zaman işler biraz zorlaşır. Genetik yapıya doğrudan müdahale etmek hiç kolay değil. Hücre çekirdeğinin içinde 46 kromozom iç içe, etkileşim halindedir. Bu yapının içinde tek bir nükleotiti değiştirmek bile hiç tahmin edilemeyen sonuçlara yol açabilir. Jet-lag’ı düzelteyim derken kansere yol açabilir veya hücreyi apoptoza, yani ölüme götürebilirsiniz. Bir tedavi stratejisi oluşturmak yakın gelecekte mümkün olmayacaktır. Şu an yapabileceğimiz en iyi şey zararı tamamen yok edemesek de mümkün olduğunca azaltmak olacaktır.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
Kaynaklar
https://newatlas.com/circadian-cancer-tumor-night-shift-chronotherapy/59498
https://journals.plos.org/plosbiology/article?id=10.1371/journal.pbio.3000228